Genç
olgunluk diye bir şey vardır ya hani, Choi'nin kendi atışına hakem sayı
vermesine rağmen olmadı deyip Sanchez'i masaya davet etmesi o kabilden. (Tuncay
Akay’a olmayan sayıyı kare kare tespit edip cümle âleme ispatladığı için teşekkür.)
Biraz da dedikodu: J Bir de Zanetti'yi düşünün, geçen hafta
adam çaçaron çaçaron, Sanchez'le kavga etti İsviçre'de. Hayır, hırsını,
direncini seviyorum ama bu kez abartmıştı... İyi oldu vallahi, içimin yağı
eridi. Tayfun bence kesinlikle sıradan bir oyuncu değil. İstisnasız her maçta o
kadar orijinal çözüm(leme)leri oluyor ve bunları öyle rahat icra ediyor ki onun
enteresan zekâsının yarısını (Choi hariç) Korelilerin çoğunda görmüyorum. Tamam
efendi, disiplinli çocuklar da külliyen 40 sayı triple, turnike, havuz, acem
izlerken sıkılıyor insan, ya onlar atarken sıkılmıyor mu?
Hem
bunların atası Sang Lee en gözü kara varyeteciydi. Varyeteden kastım apaçık sayı
varken maç disiplininden çıkıp artistiğe yeltenmek değil. Oyuncunun müşkül
durumların altından yaratıcılığı, pozisyon ve teknik dağarcığıyla kalkabilmesi.
Choi’nin olgunluğu hem kişiliğinde hem de oyununda. Bazı çözümleri taştan sıkılan
su misali. Zaten karşılığını şampiyonluklarına bir tane daha ekleyerek aldı.
Bilardoyu sıkıcı
Asya çağı mı bekliyor?
Bu turnuvada mesela Cho,
Caudron'u sürKLASe etti. Öyle mi acep? Istaka her ona geçtiğinde pozisyon
tercihim Blomdahl-Tran'a kaçmacacılık yönünde cereyan etti. Tran'ın (Vietnam) oyunu
daha göze hoş geliyor bence. Ki Tran'ın “tarihinde” Blomdahl'la yaptığı bir maç
vardır, çok geri düşmesine rağmen izleyenlerin ağzını açık bırakmıştır. O günkü
maçın ve Tran'ın sonraki numaralarının Türkiye'de az izlendiğini sonra fark
ettim. Çünkü Tran Türkiye'ye geldiğinde (Cho şampiyon olmuştu o turnuvada)
tribünlerden bir dolu "bu çocuk da kim ya?" sesleri yükseliyordu.
Dikkatinizi çekti mi,
bugün Cho zor bir pozisyonla karşılaşıp kısa süre sonra bîçare alt dudağı, üst
dudağını örttüğünde Blomdahl o pozisyon için zihninde 2 varyeteyi çoktan elemiş
3.yle 4. arasında açık oturum veya referanduma gitmişti. (Cho sallayıverdi
oturdu.) Pozisyon dağarcığı araştırmak, öğrenmek, çalışmak ve yaratıcılıkla büyür
ama yaratıcılık da cesaretle ilgili bir şey. Tayfun'un bazen atış
tercihlerinden dolayı eleştirildiğine şahit oluyorum, fakat bu tür oyunculara
karşı galibiyet risk almadan kazanılmıyor. Tayfun şu an ilk 10’da, ilk 3’e
girinceye dek pek çok deneme-yanılması olacaktır... Ya da Cho'nun zaman zaman
yaptığı gibi baştan iyi start alıp ustaları zora sokmak mümkün. Cho'nun
mücadele azmi ve gücünün yüksek olduğu da malum, 40-32'den şampiyon olduğunu
unutmayalım. (Tayfun dünyada hem geriden gelerek tırnağıyla dişiyle hem de önde
götürerek kazanma becerisine sahip nadir oyunculardan.) Velhasıl, Avrupalı
üstadlar emekli olduğunda meydan Asya'ya kalacaksa oyunu daha izlenir kılmaları
için onları zorlamalı. Yoksa bu monotonlukta devam edeceklerse ve uzun süreli
bir “Asya çağı” yaşayacaksa bu spor, bilardonun eskisinden daha 'klas'
olmayacağı yönünde şüphelerim var (şimdilik).