Sayfalar

torbjörn blomdahl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
torbjörn blomdahl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Nisan 2023 Perşembe

Berkay Karakurt’tan 1,200 Eşiğine Takılan Bütün Bilardoculara İri Lokma Bir Mesaj!

2023 Avrupa Şampiyonası:
1. Marco Zanetti 2. Berkay Karakurt 3. Torbjörn Blomdahl-Daniel Sánchez  

Berkay Karakurt sadece Avrupa kürsüsüne çıkmadı, Türkiye’deki ve dünyadaki bütün bilardoculara bir mesaj gönderdi. Hayırdır, ne mesajı? Hadi, “her şey toz ve gaz bulutuydu” evresine gidelim. Evet, bilardoya başlarsın, duruş, tutuş, vuruşlar belli bir kıvama gelir. Amerikanda topları deliklere bir bir yuvarlıyorsundur. Karambolde 20-25’lik seriler mi? Ne olacak canım, hepsi çorap söküğü gibidir. E sonra üç bant… Oooo, salonun müdavim amcalarına, ablalarına kafa tutmaya başladın. Sana bilardoyu öğreten abinle, babanla çekişiyorsun. Bir bakmışsın 0,600’lerdesin. Haydi, turnuvalarda deneyeyim şansımı dedin. Öyle böyle derken, geçti mi birkaç sene? Peki, “Abi şu ortalama muhabbeti nedir be, bi anlatsana ya” dediğin anı hatırladın mı? Ne diyordu söylemesi kolay ama becermesi zor formül? “İşte, her elde 1 sayı çekebiliyorsan 1 ortalamayla oynuyorsun demektir.” İçinden o naifçe bilenip hırslanarak mırıldanışın kulağına geldi mi? “Yapılır bu ya! Yaparım ben bunu ya! Niçin olmasın? Tabelada virgülün soluna 1’i yazdıracağım bir gün, herkes görecek?”

Sonra usta olduğun günler erişir. Mahallende, şehrinde, bölgende sayılı oyunculardansındır. Bırak bir maçta 1,000 üzeri oynamayı, yıllık genel ortalaman 1,200’lere varmıştır. Ancak bu başarı günbegün dirençli bir eşiğe dönüşmeye başlar. Yıllar geçer, o eşik engebeli patika, hendek, duvar olur. Uğruna verdiğin onca yıl bu 1,200 (haydi biraz daha zorladın 1,300, belki 1,400) dağına takılmak için miydi? Hoop! Küçümsemeyin bu eşiği! Bu genel ortalama eşiğinden nice kürsülere zıplanmıştır. Hatta Türkiye Şampiyonası’nda yürüdüğün dal kıyaktır, çeyreği, yarıyı bile görürsün. Ama final, şampiyonluk, Milli Takım, Avrupa, Dünya kürsüleri? İşte oraya sıçramaya yetişmez o eşik. Bu oyunun 2000’ler sonrası çağındasın çünkü.

Dikkat, bir oyuncunun bütün sene boyunca katıldığı turnuvaların genel ortalamasından bahsediyorum. Dünyada bu istatistik kaleminde 1,500’ün üzerinde kaç kişi var? Siz bakmayın canlı yayındaki yorumcu hocamızın, biraz bol keseden, “bu oyuncuların genel ortalamaları 2,000’in üzerinde” dediğine. Bütün evrende yıllık ortalaması 2,000 üzeri ya 1 ya da 3 oyuncu ya var ya yok. Hatta aşağı yukarı aynı cümleyi “1,900 üzeri” için de kurabiliriz. Bert van Manen bu istatistikleri sürekli paylaşıyor, bakabilirsiniz. Ya, söz konusu ettiğim 1,200 eşiğinin üstü? Orası güçlü bir arzu, kararlılık, odaklanma ve gayret ister. Daha derin bilgi, sürekli revizyon, istikrar, disiplin, bolca seyahat, tutku, ego terbiyesi, bilgelik... Hayatını, eşinle, çoluğunla, çocuğunla ilişkini o uğurda dizayn etmeni ister. Sponsorların gözüne çarpıp profesyonelce diyaloglar kurmanı ister. Aman efendim, bilardo demişler ona, kıskançtır kendileri, çokça sevilmek ister…

Sevgili Berkay son birkaç senede arzuyla çabalayarak, bu oyuna sevgi vererek bu eşiği kırdı. Avrupa Şampiyonası’nda 1,605 turnuva genel ortalamasıyla 2. oldu. Peki, “Bilardo Âlicenapları” altta kalır mı, kalmaz elbet. Âşığına ikramlar sunacak mutlak. Öyle ya, bu eşiği geçenin ikramı ne ola ki? Onu aşana sormak lazım ama… İşte bu saydığım zor ama tatlı engellerin=lezzetlerin hepsinden bir miktar keyfetmek var. Evet, o “ister de ister” dediklerimi vermenin kendisi de bir keyiftir zaten. Yani yolun kendisi ödüldür. “Kısmet oldu,” demek yetmez. Berkay kısmeti için çalışıp hem yolu gördü hem de yolun sonundaki meyveyi. Bu lezzetleri on yıllardır duyumsayanların yanında yamacında kürsüye çıktı. Dilerim bu lezzetlerden daha çok tadar. Daha çok yol aşar. Ve eşiği atlamak için gayret edenlere daha çok ilham olur. Tebrikler.

Not: Hem sonuçlar hem de organizasyon anlamında başarıyla tamamlanan Avrupa Şampiyonası’yla ilgili bu üçüncü yazım oldu. Devamı gelecek. UMB-PBA ikiliği ve bilardonun geleceğiyle ilgili kafamı kurcalayan konular var. Bugüne kadar yazdığım veya çevirisini yaptığım bütün yazılar hunkarbegenmedi.blogspot.com sitesinde.
Bir rica: Yazılarım için, sözlü olarak dile getirdiğim her yorum için ciddi EMEK sarf ediyorum. Kaynak gösterilmeden kullanıldıklarına şahit oluyorum, lütfen telif hakları konusunda hassas davranalım.

Rifat Özçöllü 

 

 

2 Şubat 2023 Perşembe

Dick Jaspers'ın Önünde Huşuyla😊 Eğiliyorum!


H.J. Kim - Jaspers       
Hotel Inter Burgo Wonju 3 Bant Dünya Şampiyonası Büyük Final

5 gün sonra Ankara'da başlayacak 2023 Dünya Kupası'nın ilk etabı öncesindeki önemli provada Jaspers finalde Haeng-Jik Kim'i mağlup ederek şampiyon oldu. "Önünde HUŞUYLA😊eğiliyorum," diyorum. Neden mi? Turnuvada Sung-Won Choi'ye yenildiğinden mağluplar dalından ilerliyordu ve bugün sabah uyandığında finale çıkabilmek için onun önünde 4, ev sahibi Kim'in önündeyse 2 maç vardı. Ve aynı günde Merckx, Blomdahl, Heo ve Zanetti'yi yenmesi gerekiyordu. Hepsini yendi!!! Finalde ise Kim'e set dahi vermeyip şampiyon olarak 100.000 Euro'nun sahibi oldu. Bu hem arzusunun büyüklüğü hem de oyuna ve kendisine olan saygısıyla alakalı olsa gerek! Daha ne denebilir ki? Alkışlar Büyük Usta!!! 😊 

1 Şubat 2023 Çarşamba

Bilardoda Galip ve Mağlubun Önündeki İki Seçenek

Blomdahl-Zanetti                
Hotel Inter Burgo Wonju 3 Bant Dünya Şampiyonası Yarı Finali

Güney Kore Hotel Inter Burgo Wonju 3 Bant Dünya Şampiyonası’ndaki format biraz karışık bulunsa da sonuçta üstatlar turnuva boyunca, sayı hedefine koşmayıp akıp giden saniyeleri yakalamaya çalıştı. Öncelikle Haeng-Jik Kim’e elense de bu bilmeceyi bir şekilde çözerek yarı finale kalmayı başaran Tayfun Taşdemir’i tebrik ederim. 2023’e fena bir başlangıç sayılmaz. Gelelim dramatik ve enfes Blomdahl-Zanetti yarı finaline. Son sette Zanetti 14-2’den 12 çekip Blomdahl’ı yakaladı, 13. sayıyı kaçırdı ama penaltılarda kazandı. Gerçekten nefes kesiciydi. Bulunmaz Hint kumaşıydı! Seyirciler maçı ayakta izledi! Maçın linki aşağıda zaten. Zanetti maçı kazandığında haklı bir zafer sevinciyle psikolojik bir harpten çıkmanın yükünü aynı anda taşırken Blomdahl yamacına yanaşıverdi. Daha babasıyla Amerikan oynadığı yıllardaki naif hırsını hiç kaybetmeyen ve bu maçta da son saniyeye kadar koşan Blomdahl’ın da iki seçeneği vardı önünde: ya hayal kırıklığına sığınacak ya da 60’ındaki akranına olgunlukla “kadim dostum bu kavgayı da bitirdik, sen bir yumruk daha fazla atmayı başardın, o zaman niye duruluyorsun öyle, hakkındır, keyfini sür!” diyecekti. O ikincisini yaptı elbette... 👏👏👏

17 Kasım 2022 Perşembe

Bilardo Kozmosunun Kalbinde Yeni İmza: Tayfun Taşdemir

Dünya Şampiyonu Taşdemir'den imzayı kapan G. Koreli taraftar
finalde defterini kameralara gururla doğrultuyor!

1/7. Bölüm: Global Başarı, Global Kişilik

[O haykırınca biz de haykırdık, ağlayınca biz de ağladık. Ancak birkaç saat sonra yaşanan olayın acısı yüreğimize oturdu, hayatını yitiren canlara rahmet olsun.]

Resimdeki imzayı kapan G. Koreli taraftar, 74. 3 Bant Dünya Şampiyonası finali sırasında defterinin altın sayfasını işte böyle gururla doğrultuyordu kameralara. Aramızdaki kilometre farkı 8.000. Ancak 72 sene önce savaş cephesindeki o kader ortaklığı, komşuluktan da öteye taşımış iki ülke arasındaki ilişkiyi. Hatırlıyor musunuz, 2002 Futbol Dünya Kupası’nda bizle oynayan takımlar deplasmanda gibiydi. Ama bilardocularımıza olan hayranlıklarına gelince iş vefa duygusunu aşıyor: bilardodan iyi anlayan bir halkın hayranlığı bu. 

Sadece Asya mı? Kıymetli bilardo tarihçisi Bert van Manen “hayran olduğu üç bilardocu” listesine onu çoktan yazdı bile. Dün görüşmemizde şu minvalde bir tarif yaptı: “Üst seviye bilardocunun hiç rijit olmaması, esnek ve adaptasyonunun kuvvetli olması, masada doğaçlama yapabilmesi gerekiyor. Hafta sonu bu silahların hepsi Tayfun’un belindeydi.” Taşdemir’in Dünya Şampiyonluğu öyküsünü anlatan ve 7 bölümden oluşan bu yazı dizisinde asla kuru övgü değil amacım, türlü hisseler çıkarabilmek. İlk söz şu: Taşdemir, oyununu, hatta duruş tutuşunu bile sürekli gözden geçirip kendisini hep güncelleyen, saygılı ve nitelikli eleştirilere açık, alçak gönüllü bir kişilik. Belki en başta bu yüzden Avrupai hatta global bir figür... (Devamı 2. Bölümde...)

2/7. Bölüm: Dünya Şampiyonası Dünya Kupası Farkı: Balın tadını ancak tadan bilir 

Bu sene 74’üncüsü düzenlenen Dünya Şampiyonası, neredeyse 100 yıllık geçmişiyle tarihî bir spor olayı. İlki 1928’de yapılmış. Savaş, salgın, ekonomik buhranlar gibi istisnai durumlar hariç senede bir kez düzenleniyor. Dünya Kupası ise örneğin bu sene 6 etaptan (ayaktan) oluşuyor. 1986’dan beri düzenlenen kupanın etap sayısı bugüne kadar 3 ile 10 arasında değişti. Etap şampiyonu olanın kupasında örneğin, “Dünya Kupası / Hurghada, Mısır 2011” yazar (Adnan Yüksel). O seneki bütün etaplar neticesinde kazanılan toplam puanlara göre birinci gelenin kupasında ise, örneğin “Dünya Kupası 2011” yazar (Blomdahl). Dünya Kupası’nın sıralaması ayrı tutulur. Ayrıca bütün turnuvaların hesaba katıldığı Genel Dünya Sıralaması da vardır. Bu sıralamada Dünya Şampiyonası 120 puan kazandırırken Dünya Kupası etabının puanı 80’dir. Dünya Şampiyonası’nın para ödülü daha yüksektir. Devletler yasa gereği bu şampiyonayı kazanana ayrıca ödül verir. Bütün spor branşlarında itibarı en yüksek hadise Dünya Şampiyonası’dır. Semih Saygıner 2003’te bu şampiyonayı kazanan ilk Türk sporcudur. İkinci finalistimizse geçen sene Jaspers’a kıl payı kaybeden Murat Naci Çoklu’dur. “Balın tadını ancak tadan bilir” derler ya, Semih Saygıner bilardoya döndükten sonra 2016, 2018 ve 2019’da ikinci kez o zirveye çıkabilmek için büyük efor sarf etmiş ancak ne yazık ki 3’ünde de 3. olmuştur. 19 sene aradan sonra Türkiye’ye 2. Dünya Şampiyonluğu getirme şerefine Tayfun Taşdemir nail olmuştur… (Devamı 3. Bölümde…)

3/7. Bölüm: “Fotoğraf ve Bellek Oyunu Bilardo” 

Aynı zamanda bir bilardo entelektüeli olan Lütfi Çenet bilardoyu “fotoğraf ve bellek oyunu” diye tanımlıyor. Evet, “Aso hariç asla aynı atışı iki kez oynayamayacaksın!” ilkesi geçerli. Tamam, sayı olasılıkları milyonlarca. Ancak mesele falso, kalınlık, tempo, vuruş tekniği ve bu 4 enstrümanın kombinasyonlarından oluşan kalıpların sayısına geldiğinde sayı, efsane Zanetti’ye göre yüzün altına düşüyor. Dünya şampiyonu adayının, böylesine tarihî ve ulusal anlam yüklü bir turnuvada, doğru sayı kalıbı fotoğrafını doğru anda doğru bir şekilde hatırlayıp, masa başında doğru bir şekilde uygulaması gerekiyor. Bir de belleğin şu boyutu var: “Nihayetinde şampiyon olan üst üste 7 maç kazandı” denebilir. Ancak insan bilinçaltı öyle çalışmıyor. Oyuncu, rakibiyle önceden oynadığı bütün maçları o anda tekrar oynuyor zihninde. Bir de her bir kalıp sayının geçmişteki kritik kaçırılma anlarına dair belleğin tuttuğu negatif kayıtlar da mevcut. Taşdemir’in en “rahat” galip geldiği düşünülen Legazpi maçına dair bellek kayıtlarını hatırlatayım mı? Legazpi’nin en büyük Dünya Kupası başarısı gümüş madalyadır (2013). Finalde Blomdahl’a kaybettiği o turnuvada yarı finalde kimi yenmişti? Taşdemir’i. 2011’den beri 3 kez oynamışlardı ve bu maç öncesinde Taşdemir’in galibiyet sayısı 1’di. Ve 2021’de Legazpi, Kozoom Challenge Cup’ı almıştı. Ya Merckx’e karşı terzi hassasiyetindeki o müthiş yarı finali… Taşdemir, birkaç yıldır “Geliyorum” diyen bu zarif adamın bütün bu adımlarından habersiz miydi? Elbette hayır. Ya nasıl önlemler alacaktı? (Devamı 4. Bölümde…) 

4/7. Bölüm: Taşdemir Meşhur Seri Oyununda Revizyona mı Gitti? 

Bilardoya, görece geç bir yaşta, 18’inde üniversite öğrencisiyken başlayan Taşdemir 47 yaşında oyununu çok olgun bir düzeye taşımış durumda. Dileriz ki bundan sonraki 10-15 senesi, gözlerini Dünya Sıralamasında ilk 3’teki yerine dikmiş 30 civarı sporcuya karşı mücadeleyle geçecek. Türkiye’nin büyük bir bilardo ülkesi olmasının sebeplerinden biri büyük bilardocularımızın kendilerini hep yenilemesiyle de alakalı. Taşdemir seri oyunu mütehassısı ancak bu turnuvadaki serilerinin karakteri biraz farklıydı: klasik sayılar dizilerinin arasına “ekstra” sayılar serpiştiriyordu. Çünkü turnuva ağacında onun yoluna çıkan cevizler “ekstra” çetindi. Son 16 maçı, skor 13-13. Artistik bir klepsle başladığı 13’lük seri kompozisyonuna hemen 14’le karşılık veriverdi Forthomme. Nihayetinde Taşdemir, 28 sayı rekortmeni Forthomme’un presini savuşturmak için 34. sayısında masa boyu klepse gitmekten gözünü sakınmayacaktı. Çeyrekte ise karşısında, çok özel bir oyuncu olan Heo ile Sanchez’i deviren Nikos vardı. O maçta da yine bu sentezde ısrar etti, seri oyununa ilaveten cebinden ekstraları çıkarıp durdu. Önceki iki oyuncunun yaptığı gibi Nikos’la çekişme riskine hiç bulaşmadı. Zira, 18 sayıda Nikos’u paralize etme gücü ancak onun ıstakasındaydı o gün. Mecazen demiyorum, ıstakasıyla gitgide çok uyumlu bir portre çizmekteydi gerçekten. Klepsler, sırtlar, darbeliler hepsi ideal tempolarda akıyordu ve bir kere çıt sesi duyulmuyordu. Sahi, çıt bu kadar da önemli mi? (Devamı 5. Bölümde…) 

5/7. Bölüm: Jaspers’ı Yenmenin 2 Sırrı: 

1) 0 Çıt 6 Tuştan Evladır! 
2) Son Viraj Sendromuna Elveda!

Yenilmez değil. Ancak son yıllarda dünyada yenmesi en zor oyuncu unvanı Jaspers’ın. Nokta. Jaspers altıncı, Taşdemir’se ilk Dünya Şampiyonluğu için ter döküyordu, dolayısıyla kâğıt üzerinde favori Hollandalıydı. Üstelik yarı finalde Taşdemir, Jaspers karşısında 6 kere tuşlatırken birçok izleyici saçını başını yolmaya başlamıştı. Halbuki o 6 tuşa rağmen psikolojik üstünlük maç boyunca Taşdemir’deydi. Neden mi? Çünkü ıstaka hakimiyeti ondaydı. Daha ilk sayısında masa boyu kleps havuz atacak kadar kendisinden emindi. 50 sayıyı 20 ıstakada çekti, yani toplam 69 vuruş yaptı. Ama tuşlatmadan yaptığı 63 vuruşta efsane rakibine hep korku saldı ve Jaspers'ı 47'den öteye geçirmedi. Tayfun Usta nadiren de olsa yaptığı çıtlarla maçlarda psikolojik olarak dezavantajlı konuma düşebiliyordu. Ancak o 6 pozisyonda tuşlar kendisine dalaşsa da o ıstakasıyla hep barışıktı. Ve o güvenle bir diğer sendromundan, yani maçların son virajlarında tutukluk yapma sendromundan hiç muzdarip olmadı. Pek çok örnek hatırlıyorum ama en sonuncusu: Bu sene 1. etapta Ankara’da Sanchez’e karşı 43-11 öndeyken maç 47-41’e kadar gelmişti. Geçen hafta, 7 maçta da o sendromdan eser yoktu. Aynı ritimle son virajları almasını bildi. İşte büyük bilardocularımızın büyük olmalarının sırlarından biri: Sürekli eksik parça tespiti yapıyorlar ve “ilim Kore’de de olsa gidip alıp” yapbozu tamamlıyorlar. (Devamı 6. Bölümde…) 

6/7. Bölüm: Eski Hikâye “Eskimeden” Yeni Hikâye Yazılamaz

Evet, Legazpi, Sanchez’le birlikte Milli Takımlar Avrupa Şampiyonluğu’nu tatmış, bireyselde de Kozoom Challenge Cup’ı almış, Merckx’i (sondaki asil direnişi hariç) oyunun büyük bölümünde masadan silmişti. Ancak final maçı başladıktan hemen sonra görüldü ki Legazpi’nin Dünya Şampiyonası’nda finale kalma başarısının hazım süreci henüz devam ediyordu. Tecrübe böyle bir şeydir zaten, yarı finalde Merckx’i yenip finale kaldığını hem içinde hem dost meclislerinde aylarca ballandıra ballandıra anlatmaya ihtiyacın vardır daha. Sonra bu hikâyeler tat vermez olur, daha büyüklerini yazmaya koyulursun. Oysa bu maç öncesinde Legazpi’nin bir Dünya Kupası ikinciliği karşısında, Taşdemir 2 altın, 4 gümüş, 10 bronz madalyayla Dünya Kupalarında 16 kez kürsüye çıkmıştı. Yani bu tür lezzetlere aşinaydı, gözü “Kızıl Elma”daydı. Zaten Jaspers’ı yendikten hemen sonra odasına koşmuş, kapısını kilitlemiş, yapayalnız kalarak bütün olan biteni unutmaya başlamıştı. Unutmazsa bellek, nereye yazılacak yeni hikâye? Evet, hep yapayalnızdır bilardo oyuncusu. Takım sporu değildir oynadığı. Masada; otel odasında; gözleri kapalı, zihninde dolaşıp duran topları izlerken. Ancak o kadar da yalnız mıdır? “Ağaç kovuğundan çıkıp gökten zembille mi inmiştir?” (Devamı 7. ve Son Bölümde…) 

7/7. Bölüm: Bilardo Ülkesi Türkiye’nin 3 Bantta 2., Tüm Ferdî Branşlarda 5. Dünya Şampiyonu

Taşdemir aynı Nikos maçında olduğu gibi final maçında da Prensimiz Semih Saygıner’den sonra 2. Dünya Şampiyonu olma yolunda işi rizikoya sokmak istemedi. Düello falan istemiyordu. Rakibi daha 15. sayıya varamamışken 15 ıstakada 50 sayıyı buldu. Haykırışlar, gülücükler, kucaklamalar ve gözyaşlarıyla dolu dramatik bir şampiyonluk sahnesi yaşayıp yaşattı. Taşdemir’in hayatında majör değişiklikler olmuştu: son dönemde evlenip baba olmuş, Mart’ta Can Çapak’la Milli Takımlar Dünya Şampiyonluğu’nun ardından antrenman salonunu değiştirmişti. Bu geçiş sürecinde, son üç Dünya Kupası’nın ikisinde hiç tur atlayamamış, birinde son 16'da elenmişti. Ancak mayası sağlamdı. Ne de olsa Karatayların, Saygınerlerin, Yılmaz Özcanların, Tüzüllerin ikliminde büyümüştü, üstelik global bir görgüye sahipti. Kazanma arzusu, azmi, inancı ve can dostlarının desteği vardı. Ve ayakları yere basan bir kurumsal çatının altındaydı. Evet, ülkemizde diğer birçok spor branşı, devraldıkları “binanın” eksikleriyle hatta çürük temelleriyle boğuşuyor. Ancak hakkını teslim edelim, bizim federasyonumuz ve Ersan Ercan geldiklerinden beri 3 banttan pool’a, snooker’a yeni “binalar” inşa ediyor. Aynı, çatısının altındaki usta oyuncuları gibi sürekli eksik parça tespiti yapıp onları geliştirmeye çalışıyor. Velhasıl, Taşdemir Ustamızın Dünya Şampiyonluğu da “tesadüf” değil, on yıllardır dikilen bilardo binasına eklenen bir taşın ötesinde bir koca kattır. Tebrikler ki Tayfun Taşdemir, bilardo ülkesi Türkiye’nin, tüm ferdî branşlarda, Semih Saygıner (3 Bant, 2003), Hacı Arap Yaman (Artistik, 2008), Serdar Gümüş (Artistik, 2012) ve Burak Haşhaş’tan (3 Bant Gençler, 2022) sonra beşinci Dünya Şampiyonu olmuştur. Bizi bir kat daha büyütmüştür. 

Alkışlar Bilardo Kozmosunun Kalbindeki Yeni İmzaya!!!     

Rifat Özçöllü 


  


9 Kasım 2022 Çarşamba

Choong-Bok Lee ve Blomdahl'ın G. Kore'de Sabaha Kadar Süren Maçları

Veghel Dünya Kupası 1. Blomdahl 2. Choong-Bok Lee 3. Jaspers 4. Sánchez

Jaspers karşısında saç baş yoldursa da onu aynı turnuvada ikinci kez yenmeyi başaran ve Korelilerin en yaşlısı konumunda olan Choong Lee’nin psikolojik karakterini Blomdahl bir gün şöyle tanımlamıştı: “Kore’deki salonda beni sabaha kadar yeniyor ama aynı Lee’yi turnuvalarda ara ki bulabilesin.” Lee bu akşam hayatının ilk Dünya Kupası finalini oynuyor. Bakalım Blomdahl, Kore’deki salondaki mağlubiyetlerin acısını çıkarabilecek mi? Ayrıca gençlere not: Korelilerin can simidi tek bant brikollerin nasıl hayat kurtardığını gördünüz! Eunho Pyo’nun 59 pozisyonda örneklediği bu tek bant brikol eğitim serisini hatırlamak isterseniz linke buyurun:

https://hunkarbegenmedi.blogspot.com/2022/10/bilardo-egitim-videolar-6-tek-bant.html

Final Sonu Notu: Lee motivasyon dozunu, hayatının ilk finalini görmeye yetecek kadar yüklemiş görünüyordu. Blomdahl'ın performansıysa eski günlerdeki gibiydi. Lee'nin aksine çok iştahlıydı, 5 yıl aradan sonra Dünya Kupası'nı tekrar kaldıracak kadar açlık biriktirmişti.   

29 Ekim 2022 Cumartesi

30+ Senelik Blomdahl-Saygıner Dizisinin Son Epizodunda Neler Oldu?

Blomdahl - Saygıner, Veghel Dünya Kupası, Ekim 2022

Epizodik bellek belleğimizin birkaç şubesinden biri. Yani olayları, anıları hatırlayan bellek. Bilmiyor, hatırlıyor. Örneğin, belleğinden 50-30=20 bilgisini çağırmıyor. Ama ta 90’lardan, 2000’lerden kan ter içinde kaldığı, elinin kolunun bağlandığı uğursuz bir maç ânını hatırlayabiliyor. Hatta hatırlamakla kalmayıp o anları, içinde bulunduğu âna transfer edebiliyor. Bir nevi zaman makinesi gibi, zamanlar birbirine karışıyor. Blomdahl, Dünya Kupalarında en son 2017 Ekim’inde La Baule’de final oynayıp kazanmıştı. 2019 Kasım’ında da Danimarka’da Dünya Şampiyonluğu elde etmişti. Araya giren salgınla beraber keskin dişlerini unutturmuştu adeta. Ta ki 60. doğum gününü kutladığı haftada, 7 ıstakada 21’e varan Saygıner Usta’nın 3 el boş geçip ona hayat hakkı tanıyıp tanımamakta yaşadığı tereddüt ânına kadar. İşte o andan sonra Blomdahl, ilk önce Ustamızın sonra da Sanchez’in epizodik belleklerini uyandırmayı başardı. Oysa Saygıner, Choi ve Heo gibi Koreli devlere kök söktürmüş, Sanchez’se fabrikasını otomasyona geçirdi diye düşündürtmeye başlamıştı. Onunla ilgili 30 seneye dayanan bir dolu kötü anı, kâbus belleklerinin diplerinden su yüzüne çıkageldi ve Saygıner’i son 10 sayıda, Sanchez’i de maç boyu paralize etti. Veya başka deyişle, Usta’ya, “2021’de Mısır'da bana ettiklerini unutmadım,” dedi. Bir film gibidir onların maçları, 90’larda VHS’den izlediğimiz, bugün hayranlığımızı hâlâ yitirmediğimiz. O maharetli ellere şükran duyduğumuz…
☺️👏👏

10 Ekim 2022 Pazartesi

Bilardo Eğitim Videoları 6 - Tek Bant Brikoller (5 Video, 59 Farklı Pozisyon, Eunho Pyo)

Fabrika ayarlarıyla oynadığı bilardoya üst sürüm yazılım geliştiren Blomdahl'ın tek bant veya iki bant brikolleri yüksek yüzdeyle oynaması onun alametifarikalarındandır. Merhum Sang Lee ve Caudron'un da bu kategoride enfes yaratıcı çözümlerine defalarca şahit olduk. Bütün bilardo efsanelerine hayranlık duyan G. Korelilerin de bu çözümleri pek benimsediklerini yıllardır gözlemliyoruz. (Bkz. Sung-Won Choi, Jae-Ho Cho, Jung-Han Heo...) Hatta o kadar ki, malum, PBA liginde sayıyı önce banttan alırsanız hanenize iki sayı yazılıyor. Dünya genelinde ortak istatistik tutmayı imkânsızlaştıran bu uygulama oyunun mayasına aykırı. Ancak, PBA bir yana, Dünya Bilardo Federasyonu'nun turnuvalarında bu pozisyonları masada göremiyor ve bu sayılarda yeterince idmanlı değilseniz 1 sayıdan da olursunuz. Bu kategoriden de gerekli alakayı esirgemeyen Eunho Pyo Usta, bize 5 videoda 59 farklı pozisyonu örnekliyor. Tabii ki falso ve kalınlık grafikleri yine mevcut. Kendisi tek bant brikolleri, eğitim metoduyla tutarlı olarak, 2. topun içinden ve arkasından olmak üzere 2 alt kategoriye ayırmış. Ben hepsini tek yazıda paylaşıyorum. Hemen masa başına koşmadan evvel bilardoculara düşen, ilk önce bu videoları defalarca izleyip "uzun süreli belleğe" hatta bilinçaltının derinliklerine indirmek olmalı. Sırada 2 bant brikoller olacak. 

A) Tek Bant Brikoller - 2. Topun İçinden

1) Tek Bant Brikoller (2. Topun İçinden) 1-15. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=kQYQ6BrcgLg&list=PL43b2md03gKfWmD8KC-Ed1w1QhcRhKeob&index=1  

2) Tek Bant Brikoller (2. Topun İçinden) 16-30. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=QffB5RcfkQQ&list=PL43b2md03gKfWmD8KC-Ed1w1QhcRhKeob&index=2

3) Tek Bant Brikoller (2. Topun İçinden) 31-39. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=HM6tBzw36vU&list=PL43b2md03gKfWmD8KC-Ed1w1QhcRhKeob&index=3

B) Tek Bant Brikoller - 2. Topun Arkasından 

1) Tek Bant Brikoller (2. Topun Arkasından) 1-10. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=_LoGsuNjmpk&list=PL43b2md03gKe0joeFBozfhNHkBmvPolB8&index=1  

2) Tek Bant Brikoller (2. Topun Arkasından) 11-20. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=-i_sYt5gFRQ&list=PL43b2md03gKe0joeFBozfhNHkBmvPolB8&index=2

Hazırlayanlar: Eunho Pyo (Güney Kore Bilardo Federasyonu) - Cheol Shin 

29 Kasım 2014 Cumartesi

Kore’deki 3-Bant Bilardo Dünya Şampiyonası ve Mükellef Bir Şampiyon Choi



Genç olgunluk diye bir şey vardır ya hani, Choi'nin kendi atışına hakem sayı vermesine rağmen olmadı deyip Sanchez'i masaya davet etmesi o kabilden. (Tuncay Akay’a olmayan sayıyı kare kare tespit edip cümle âleme ispatladığı için teşekkür.) Biraz da dedikodu: J Bir de Zanetti'yi düşünün, geçen hafta adam çaçaron çaçaron, Sanchez'le kavga etti İsviçre'de. Hayır, hırsını, direncini seviyorum ama bu kez abartmıştı... İyi oldu vallahi, içimin yağı eridi. Tayfun bence kesinlikle sıradan bir oyuncu değil. İstisnasız her maçta o kadar orijinal çözüm(leme)leri oluyor ve bunları öyle rahat icra ediyor ki onun enteresan zekâsının yarısını (Choi hariç) Korelilerin çoğunda görmüyorum. Tamam efendi, disiplinli çocuklar da külliyen 40 sayı triple, turnike, havuz, acem izlerken sıkılıyor insan, ya onlar atarken sıkılmıyor mu?

Hem bunların atası Sang Lee en gözü kara varyeteciydi. Varyeteden kastım apaçık sayı varken maç disiplininden çıkıp artistiğe yeltenmek değil. Oyuncunun müşkül durumların altından yaratıcılığı, pozisyon ve teknik dağarcığıyla kalkabilmesi. Choi’nin olgunluğu hem kişiliğinde hem de oyununda. Bazı çözümleri taştan sıkılan su misali. Zaten karşılığını şampiyonluklarına bir tane daha ekleyerek aldı.

Bilardoyu sıkıcı Asya çağı mı bekliyor?

Bu turnuvada mesela Cho, Caudron'u sürKLASe etti. Öyle mi acep? Istaka her ona geçtiğinde pozisyon tercihim Blomdahl-Tran'a kaçmacacılık yönünde cereyan etti. Tran'ın (Vietnam) oyunu daha göze hoş geliyor bence. Ki Tran'ın “tarihinde” Blomdahl'la yaptığı bir maç vardır, çok geri düşmesine rağmen izleyenlerin ağzını açık bırakmıştır. O günkü maçın ve Tran'ın sonraki numaralarının Türkiye'de az izlendiğini sonra fark ettim. Çünkü Tran Türkiye'ye geldiğinde (Cho şampiyon olmuştu o turnuvada) tribünlerden bir dolu "bu çocuk da kim ya?" sesleri yükseliyordu.

Dikkatinizi çekti mi, bugün Cho zor bir pozisyonla karşılaşıp kısa süre sonra bîçare alt dudağı, üst dudağını örttüğünde Blomdahl o pozisyon için zihninde 2 varyeteyi çoktan elemiş 3.yle 4. arasında açık oturum veya referanduma gitmişti. (Cho sallayıverdi oturdu.) Pozisyon dağarcığı araştırmak, öğrenmek, çalışmak ve yaratıcılıkla büyür ama yaratıcılık da cesaretle ilgili bir şey. Tayfun'un bazen atış tercihlerinden dolayı eleştirildiğine şahit oluyorum, fakat bu tür oyunculara karşı galibiyet risk almadan kazanılmıyor. Tayfun şu an ilk 10’da, ilk 3’e girinceye dek pek çok deneme-yanılması olacaktır... Ya da Cho'nun zaman zaman yaptığı gibi baştan iyi start alıp ustaları zora sokmak mümkün. Cho'nun mücadele azmi ve gücünün yüksek olduğu da malum, 40-32'den şampiyon olduğunu unutmayalım. (Tayfun dünyada hem geriden gelerek tırnağıyla dişiyle hem de önde götürerek kazanma becerisine sahip nadir oyunculardan.) Velhasıl, Avrupalı üstadlar emekli olduğunda meydan Asya'ya kalacaksa oyunu daha izlenir kılmaları için onları zorlamalı. Yoksa bu monotonlukta devam edeceklerse ve uzun süreli bir “Asya çağı” yaşayacaksa bu spor, bilardonun eskisinden daha 'klas' olmayacağı yönünde şüphelerim var (şimdilik).