Sayfalar

bilardo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bilardo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Nisan 2024 Salı

Üç Bant Evrenine Hoş Geldin Çin!

13.500 m²lik yer üzerine kurulu Yushan Bilardo Spor Merkezi


Çin, snookerdan sonra üç bant evrenine de adım atıyor. Hem de bazı ilklerle ve milyonlarca euroluk yatırımlarla... Çin, Jiangxi (Yiangşi) eyaletinin Yushan (Yuşan) ilçesini, Çin’in bilardo başkenti ilan etti. Üstelik Yushan’ı dünyanın en önde gelen bilardo kentlerinden biri yapma hedefinde. Yushan’da 13.500 m²lik alana kurulan Yushan Bilardo Spor Kompleksi'nin içinde yer alan Dünya Bilardo Müzesi 17 Mart’ta kapılarını sporseverlere açtı. Ayrıca, dünyada yine bir ilk olarak, bu komplekste üniversite düzeyinde Bilardo Spor Akademisi açıldı. Bu akademi snooker ağırlıklı olsa da 3 bant branşında da mezunlar verecek. 10 yıldır süren hazırlıklar sonucu açılan kompleksin dünyadaki bütün bilardo branşlarına (3 top, pool ve snooker) ait birlik ve federasyonlardan tam destek aldığını da ekleyelim. 

Yushan Dünya Bilardo Müzesi Açılışı Gösteri Turnuvası'nda dört büyük 3 bant ustasının izleyicisi bir snooker efsanesiydi: Ronnie O'Sullivan 

Müzenin açılışıyla birlikte 3 bant bilardonun Çin’e tanıtılması kapsamında ülkemizden Tayfun Taşdemir’le birlikte Phuong Vinh Bao (Vietnam), Sameh Sidhom (Mısır) ve Haeng Jik Kim (G. Kore) aynı tarihlerde Yushan’da bir gösteri turnuvasında boy gösterdi. Bu 3 bant gösterisinin onur konukları arasında, dünyaca ünlü snooker ve pool efsaneleri Ronnie O’Sullivan ve Efren Reyes (aslen Filipinli yani bir Asyalı) de yer aldı. Yine aynı kompleks içinde yer alan 8 snooker masalı salon, World Snooker Tour'un Yushan ayağına da ev sahipliği yaptı. 24 Mart'taki final Ding Junhui ile Judd Trump'ın rekabetine sahne oldu ve zafer, Çinli oyuncuyu kendi evinde mağlup etmeyi başaran İngiliz Trump'ın oldu. 

Ali Rıza Gel, Yushan'daki Dünya Bilardo Müzesi açılışında, 
müzeye katkılarından dolayı plaket alıyor


Dünya Bilardo Müzesi'nde Türkiye'den Bir Koleksiyoner: Ali Rıza Gel

Bu şöhretlerin yanında ülkemizi temsil eden bir kişi daha vardı: Dünyanın en büyük bilardo koleksiyonerlerinden Ali Rıza Gel. Kendisi uzun yıllardır Belçika’da yaşasa da her sene memleketi Türkiye'yi ziyaret ediyor. Bu koleksiyonda, tarihi birkaç yüzyıla uzanan masalar, ıstakalar, sayı tabelaları, biblolar, kupalar, minyatürler, tebeşirler, kitaplar, şu an yaşamayan çeşitli bilardo branşlarına ait objeler ve daha nice sanat eseri eşsiz parçalar var. Onun bu eşsiz koleksiyonundan haberdar olan Çin Bilardo Federasyonu birkaç sene evvel Ali Rıza Gel’e ulaşıyor. Ve dünyadaki ilk bilardo müzesini kuracaklarını ve Gel'in koleksiyonundaki bazı parçaları müzede sergileme arzularını iletiyorlar. Aslında Ali Rıza Gel’in hayali, koleksiyonunu kendi ülkesinde kurulacak bir müzede sergilemek olsa da Çin’in nazik teklifini geri çevirmiyor ve koleksiyonunun bir kısmını Müze'ye bağışlayarak 17 Mart’ta Yushan'daki ‘Bilardo Şöhretler Geçidi’nde yerini alıyor. 

Evet, Yushan'a 17 Mart'ta müze ve akademi açılışının yanı sıra dünya bilardo tarihinde enteresan bir ilke daha sahne oldu. Aralarında Ali Rıza Gel'in de bulunduğu 12 kişilik Dünya Bilardo Şöhretleri Seçim Kurulu her sene, yaklaşık 6 asırlık bilardo tarihine katkıda bulunan şöhretleri onurlandıracak. Ve bu isimler Dünya Bilardo Müzesi'nin 'Şeref Salonu'nda (Hall of Fame) yerlerini alacaklar. Kurul bu payeye bu yıl 7 ismi layık gördü:
 
* 7 kez dünya şampiyonu olan İngiliz snooker efsanesi Ronnie O'Sullivan 
Filipinli pool efsanesi Efren Reyes
* 3 top branşlarının Belçikalı efsanesi Raymond Ceulemans 
* İngiliz kadın snooker ve pool oyuncusu Allison Fisher  
* Çin'in en büyük snooker efsanesi Ding Junhui
* Dünya Profesyonel Snooker Birliği (WPBSA) Başdanışmanı Çinli Gan Lianfang
Dünya Bilardo Sporları Konfederasyonu'nun (WCBS) ilk başkanı, eski Dünya Bilardo Birliği (UMB) başkanı olan ve 1996'da vefat eden İsviçreli André Gagnaux

Türkiye 1990'lardan beri kazandığı başarılarla ve son yıllardaki tesisleşme atılımlarıyla dünyanın en önemli bilardo ülkelerinden biri. Dünya Bilardo Müzesi, her yıl büyüyecek 'Şeref Salonu' fikri ve Bilardo Akademisi, Çin'in bilardoya yaptığı vizyoner katkılar. Ali Rıza Gel de bu büyük spor müzesine yaptığı gönüllü katkıyla büyük resimde Türkiye'nin de adının yer almasında pay sahiplerinden biri oldu. Üç topta Asyalılardan daha eski bir geçmişe sahip Türkiye de bir gün bütün branşlarındaki bilardo hafızasını bir müzeye dönüştürecektir umarım. Bu hafızanın içinde en başta, yaşayan sporcu ve bilardo emekçilerimizin anlatacakları ve kaydedilmesi gereken anılar olsa gerek. Ve elbette arkasında tatlı öyküler barındıran bir dolu bilardo objesi. Turnuvalar bir sporun bel kemiği elbette. Öte yandan o spora bağlı kültürel ve sanatsal üretimler, eğitim materyalleri, spor edebiyatı ve yayıncılığı da o sporun yaygınlaşmasında, özendirilmesinde –ve dahası– spor endüstrisini tetiklemede hayati rolde.

Rifat Özçöllü

Ali Rıza Gel, Dünya Bilardo Birliği (UMB) ve Dünya Bilardo Sporları Konfederasyonu (WCBS) Başkanı Farouk Barki'nin elinden plaketini alırken

 
Ronnie O'Sullivan ve Ali Rıza Gel 


Ali Rıza Gel, 12 kişilik Dünya Bilardo Şöhretleri Seçim Kurulu'nda yer aldı


Gel'in Dünya Bilardo Müzesi'ne bağışladığı parçalardan bazıları

Dünya Bilardo Müzesi 

Dünya Bilardo Müzesi 

Dünya Bilardo Müzesi'nin de içinde olduğu Yushan Bilardo Spor Kompleksi


Dünya Bilardo Müzesi 



Dünya Bilardo Müzesi

Yushan Bilardo Spor Kompleksi

Yushan Bilardo Akademisi 


Yushan Bilardo Spor Kompleksi'nin altın kaplamalı kristal minyatürü,
Müze'ye katkılarından dolayı Ali Rıza Gel'e hediye edilmiş


Yushan Bilardo Akademisi'nden teknoloji destekli snooker dersinden bir kesit

Yushan Bilardo Akademisi 3 Bant Ders Salonu


26 Mayıs 2023 Cuma

BİLARDO EVRENİ ARTIK İKİ KUTUPLU: UMB-PBA ÇAĞI

Bilardoda UMB-PBA İkiliği
Görsel: saigonbilliards.com

2023 Dünya Kupası 2. Ayağı Vietnam başladı. 60’lık Blomdahl’ımız 26’sıyla bizi uçurmaktan yine geri durmadı!!! Kral, elini ıstakasından çekmediği müddetçe meydan okuma sürüyor demektir! Tayfun Taşdemir ve Tolgahan Kiraz son 16’da! Tolgahan’ın çıkışını sürdürmesi göğsümüzü kabartıyor! Final 28 Mayıs Pazar günü.

Aslında klavyenin başına, UMB’deki “artık ve şimdilik tek favorimiz” olan ve 2022’yi (bilardonun da ötesinde) Türkiye’de sporun zirvesinde tamamlayan Tayfun Taşdemir hakkında bir yazı yazmak için oturmuştum. “Artık ve şimdilik tek favorimiz” diyorum çünkü PBA’ya giden Semih Saygıner, Murat Naci Çoklu ve Lütfi Çenet bilardoda her zaman, herhangi bir kupanın doğal favorileri arasındadır. Umarım, UMB’de kalan oyuncularımız da yıllar içinde kazandıkları başarılarla “favori” statüsüne erişecektir. Hatırlayacaksınız Taşdemir’in Dünya Şampiyonluğu’nu burada uzun bir analizle kutlamıştık. Taşdemir, ardından bununla yetinmeyip Dünya Kupası Las Vegas Ayağı’nı ve Saygıner’le birlikte Milli Takımlar Dünya Şampiyonluğu’nu kazandı. Bu olağanüstü bir spor hadisesi ve ülkede bunun yeterince anlaşılmadığı ve yankı bulmadığı açık. Ancak bilardo evreninin Asya yakasında birkaç senedir esen rüzgâr büyük bir hamle yaptı. Ve 3 bant, eski BWA-UMB yarılmasından çok daha radikal bir değişim kasırgasıyla karşı karşıya. Evet, 120 günde dünya bilardosunu sallayan “Tayfun” kasırgasını anla(t)madan önce Asya kasırgasına ve PBA-UMB kutuplaşmasına bakalım:

Dünya bilardosunun en kıdemli ve faal 7 büyük isminden 3’ü Dünya Bilardo Birliği UMB’yi bırakıp G. Kore organizasyonu PBA’ya transfer olmuş durumda: Caudron, Sanchez ve Saygıner.

Adı ve atmosferiyle bariz bir şekilde NBA’i çağrıştıran PBA, elbette ilk önce Caudron olmak üzere, Filippos Kasidokostas, Adnan Yüksel, Jae-Ho Cho, Dong-Koong Kang gibi Dünya Kupası sahibi oyuncuları çoktan bünyesine katmıştı. Ayrıca Eddy Leppens, David Zapata, David Martinez, Dinh Nai Ngo, Nguyen Quoc Nguyen gibi değerli oyuncular da bu cazibeye boyun eğmişti. Türkiye’yi temsilen ise Yüksel’in yanı sıra Birol Uymaz, Savaş Bulut ve Can Çapak da bu şov atmosferinde boy gösteriyordu. Ancak PBA daha da büyümeye kararlıydı: Ve bu sezon başında Sanchez ve Saygıner gibi iki efsane ismin yanında, Murat Naci Çoklu, Sung-Won Choi, Lütfi Çenet, Choong-Bok Lee gibi 3 bant starlarını da arenaya çekmeyi başardı. Hatırlatayım, bu hafta, Çoklu ve Çenet PBA’dan önceki son UMB turnuvalarını oynadılar Vietnam’da. Neticede PBA’nın marka değeri gittikçe büyüyor.  

Gelelim UMB’ye: 7 kıdemli efsaneden 4’ü yani Blomdahl, Jaspers, Zanetti ve Merckx, Dünya Bilardo Birliği’nin kalan sağları arasında. Ülkemizden, yakın dönem performansları itibariyle, Berkay ve Ömer Karakurt, Tolgahan Kiraz, Turgay Orak, Gökhan Salman gibi yetenekler her zaman sürpriz yapmaya aday konumdalar. Ancak şu an, bırakın Türkiye’nin tek favori temsilcisi olmasını, Dünya Genel Klasmanı’nda 3. sırada bulunan Tayfun Taşdemir UMB’nin elinde tutabildiği en ağır toplarından biri konumunda. PBA’ya gidenlerin de UMB’de kalanların da önü açık olsun!   

UMB de Avrupa Bilardo Birliği CEB de ülkemiz federasyonu da yıllardır bu sporu son derece düzgün organizasyonlara kavuşturdular. Ancak bir spor dalının global bir cazibe kazanabilmesi için üç temel direk var: Parlak yıldızlar, seyirci ve endüstri. 3 bandın parlak yıldızları her zaman oldu. Ancak 3 bant, snookerdan daha karmaşık bir spor olmasa da hiçbir zaman snooker kadar izleyici çekemedi. Elbette Kozoom ve Five&Six bu konuda önemli bir fonksiyonu icra ediyorlar yıllarca. Ve elbette haklı sebepleri vardır ancak Antalya’da düzenlenen şampiyona öncesinde Kozoom, TL tarifesini kaldırdı. Hatta sitesinin Türkçe kısmını da kapattı. Şampiyona izleme bedeli 24,99 euro idi, yani o günün kuruyla bile 500 TL civarındaydı. Kozoom’un yıllık tarifesi ise 99,99 euro. Şu an Netflix’in aylık ücretinin 63,99 TL, Disney Plus’unkinin ise 64,99 olduğunu hatırlatalım. Örneğin ben, oktan farksız vuruş tekniklerine hayran olduğum Barış Cin ve Hacı Arap Yaman’ın şampiyonluğunu, Gülşen Degener ve Müjde Karakaşlı’nın heyecan dolu finalini canlı izleyemedim. Dünyanın en büyük seyirci potansiyeline sahip ülkelerinden birinde vaziyet bu.

Lakin belirtmeli ki bu yayın ayağı federasyonları aşan bir olgu. PBA bazı eksikleri gördü ve G. Kore Federasyonu’yla da işbirliği yaparak ama çok daha fazla ve güçlü bileşeni yanına alarak bir organizasyon yarattı. En temel farklardan biri şu: Dünyada bir geleneğin devamı olarak sadece Batı Avrupa’ya özgü olan ve seyirci potansiyeli çok zayıf olan karambol, 5 pin, kadre, tek bant gibi bazı sair branşlarla enerjisini dağıtmıyor. Sporun hiçbir branşına karşı değilim ancak kapitalist ve global mantık, her zaman basit, anlaşılır, odaklı ve seyir cazibesi yüksek olanı arar. İkincisi yine geleneksel ve tarihî gerçeklere dayanan “saray oyunu mentalitesi” PBA organizasyonunun ruhunda kat’a yok. İki yapı ortak bir maç yapmaya kalksa aralarında ihtilaf meselesi olabilecek birkaç kural (brikol puanı ve aso şekli) hariç, bilardo bildiğimiz bilardo. Fakat çuhalar feminen. Üstelik ortamın hormonal metabolizması (!) orta yaşlı Batı Avrupa atmosferinden epey farklı. Fotoğraf çekimleri hariç papyon yok. NBA’i çağrıştıran “libido”, ponpon kızlar, müzik sporun ritminin bir parçası haline gelmiş. Oyunculara bakarsanız en kerli ferli Caudron’undan en sempatik Nguyen’ine kadar herkes bu duruma adapte olmuş durumda, yüksek ortalamalar yine gırla! Ayrıca oyunun centilmen ruhu korunuyor yani “maçtan sonra rakibine gidip sarılanların oyunu”J tanımına hiçbir halel gelmemiş. Ama takımsal ve bireysel rekabet daha canlı. Yani heyecan ve coşkuyla birlikte bu rekabet, tribünlere de yayılıyor.

Muhtemelen, PBA’nın bizde en çok reyting yaptığı dönem sevgili Birol’un şampiyon olduğu ayaktır. Yarı finalde Caudron’la kapışması, finaldeki üstün performansı hâlâ hafızalarda. Hatırlıyor musunuz Birol, o finalin ardından birincilik kürsüsüne “uluslararası şampiyon” unvanıyla çıktı. Evet, bütün kıtalardan oyunculara sahip bu organizasyon. Ancak NBA’in izinden giden ve uluslararası olduğunu iddia eden bu yapının maç yayınlarında İngilizce spikeri bile yok. Arada sırada hatırlatıyorum, çok temel bir şeyi unutuyoruz: Michael Jordan’ı Murat Murathanoğlu olmasa Türkiye’de çok az kişi tanıyacaktı. Kaan Kural gibi bilgili ve coşkulu bir anlatıcı olmasa Kobe’nin Lakers forması o satışlara sittin sene ulaşamazdı Türkiye pazarında. Ve “Eurosport Türkiye” sayesinde bu ülkede insanlar, hiçbir şampiyonları olmamasına rağmen 3 banda kıyasla snooker branşını daha çok tanıyor.

Sevgili Emel Kökçelik Çoklu’nun çok kıymetli ve düzenli Türkçe haber akışına rağmen Kozoom canlı maç yayınlarına dil yatırımı yapamadı. Türkçe analiz, yorum veya magazin içeren sosyal medya videolarına da bütçe ayıramadı. Five&Six’in ise bazen Korece bazen de İngilizce yayınları var. Bazı maçlarda ise duyabileceğiniz en fazla top sesi… Oysa bütün popüler spor organizasyonlarının bütün dünyada her dilde düzenli yayını var. Üzerine basıyorum, Messi ve Ronaldo Türkçe konuşan spikerler olmasa çok dar bir çevre tarafından bilinirdi Türkiye’de! Ama PBA, bu sporu G. Kore ölçeğinden dışarı çıkarmaya kararlı görünüyor. Bu konuda da yatırım yapabilir.

Yani demek istediğim, bu spor kısa zamanda G. Kore’nin en popüler spor dallarından biri haline gelebildiyse dünyada da popülerlik kazanabilir pekâlâ. “Futbol sadece futbol değildir” ya hani. Evet, futbol olmayan kısımlarında kişisel hikâyeler var, drama var, ton var vurgu var, duygular var, empati, özdeşleşme var, korku, tutku, taraf olma, grup aidiyeti, siyaset, şarkılar, tezahüratlar, zaferler, hüsranlar, tribünlerin bir toplumun sosyolojik minyatürü olması gibi pek çok şey var… Ama Türkçe anlatılmazsa bunların hiçbiri yok, olsa bile çok güdük. PBA bir şeyin daha farkında, o da magazin. Evet, seviyeli magazin, sporu ilave duygularla tamamlayıp, hayatın içine sokuyor ve kitleselleştiriyor. Sporun içinde zaten var olan ve gerekli de olan eğlence fonksiyonunu öne çıkarıyor.

Bu zeminleri sağlayıp gitgide genişleten G. Kore’de bilardo; parlak yıldızları, seyircileri ve endüstrisiyle bir “ülke içinde ülke”. Görünen o ki bu ülkede oyuncular, hakemler, ponpon kızlar, antrenörler, yayıncılar, tribünler ve malzeme fabrikatörleri beraberce ekmek yiyerek spor yapıyor ve “çok eğleniyor”! Bu sporun beşiği Avrupa, yeni projeler ve yapılar geliştirmezse Asya kasırgasınca yutulmayı göze almak zorunda. Biz yine de şimdilik bir yana bırakalım bu Asya kasırgasını da dünya bilardosunu 120 gün boyunca sallayan “Tayfun” kasırgasının müziğinde kaybolalım.  

Rifat Özçöllü

Not: “120 GÜNDE DÜNYA BİLARDOSUNU SALLAYAN ‘TAYFUN’ KASIRGASI” başlıklı yazım için: https://hunkarbegenmedi.blogspot.com/2023/05/120-gunde-dunya-bilardosunu-sallayan.html

1 Şubat 2023 Çarşamba

Bilardoda Galip ve Mağlubun Önündeki İki Seçenek

Blomdahl-Zanetti                
Hotel Inter Burgo Wonju 3 Bant Dünya Şampiyonası Yarı Finali

Güney Kore Hotel Inter Burgo Wonju 3 Bant Dünya Şampiyonası’ndaki format biraz karışık bulunsa da sonuçta üstatlar turnuva boyunca, sayı hedefine koşmayıp akıp giden saniyeleri yakalamaya çalıştı. Öncelikle Haeng-Jik Kim’e elense de bu bilmeceyi bir şekilde çözerek yarı finale kalmayı başaran Tayfun Taşdemir’i tebrik ederim. 2023’e fena bir başlangıç sayılmaz. Gelelim dramatik ve enfes Blomdahl-Zanetti yarı finaline. Son sette Zanetti 14-2’den 12 çekip Blomdahl’ı yakaladı, 13. sayıyı kaçırdı ama penaltılarda kazandı. Gerçekten nefes kesiciydi. Bulunmaz Hint kumaşıydı! Seyirciler maçı ayakta izledi! Maçın linki aşağıda zaten. Zanetti maçı kazandığında haklı bir zafer sevinciyle psikolojik bir harpten çıkmanın yükünü aynı anda taşırken Blomdahl yamacına yanaşıverdi. Daha babasıyla Amerikan oynadığı yıllardaki naif hırsını hiç kaybetmeyen ve bu maçta da son saniyeye kadar koşan Blomdahl’ın da iki seçeneği vardı önünde: ya hayal kırıklığına sığınacak ya da 60’ındaki akranına olgunlukla “kadim dostum bu kavgayı da bitirdik, sen bir yumruk daha fazla atmayı başardın, o zaman niye duruluyorsun öyle, hakkındır, keyfini sür!” diyecekti. O ikincisini yaptı elbette... 👏👏👏

20 Ocak 2023 Cuma

Bilardo evrenini starlardan ibaret mi sanıyorsunuz?

Tarık Cansoy ve kedisi Gece

Bilardo evreni sandığımızdan o kadar geniş ki. Asla turnuvalar ve turnuva oyuncularından ibaret değil. Bilardo salonlarında, iş yerlerinde, evlerde, depolarda, garajlarda ne masalar ne oyuncular ve o "küçük ülkelerde" ne cevherler var. Turnuvalar gökler âlemiyse oralar da "toprak tabiatlar". Toprak yoksa göğe nereden yükselinir ki? Manisa'dan Tarık Cansoy ismi gibi bir "bilardo canı". O Gencebay ezgili bilardo reels videolarına mutlaka rastlamışsınızdır. O 30-90 saniyelik müzik ve bilardo bileşimi videolarında şunu görüyorum: bir insanın, bir hayatın, bir ömrün tamamı veya bir parçasını ifadeye kavuşturan, sürekli oluşa patlayan, capcanlı özler, çekirdekler.
Kendisini Facebook'tan takip edebilirsiniz. Sizlerle iki sayısını paylaşıyorum: 

1) Bu sayıyı tarifli ricam üzerine "çekip" gönderdi. Sağ olsun. 😊



2) Çıkışta üç uzun yapan orijinal bir sayı daha: 💪😊 


 


2 Ocak 2023 Pazartesi

Bilardo Eğitim Videoları 7 - İki Bant Brikoller (3 Video, 34 Farklı Pozisyon, Eunho Pyo)

Eunho Pyo - İki Bant Brikoller

"İki bant brikol" deyince bizim aklımıza en başta "şemsiyeler" gelir. Halbuki Güney Kore'den Eunho Pyo Hoca İki Bant Brikoller diye özel bir kategori açıp bu başlık altında 34 farklı pozisyon örneklemiş. Salonlarda ve hatta bazı orta düzey oyuncularda gözlemlediğim kadarıyla bantlı çıkışlarda birçok oyuncumuz üstten vuracağı yerde alttan, alttan vuracağı yerde üstten vurabiliyor, falsosuz vuracağı yerde ise falso verebiliyor. İşte Eunho Pyo Hoca'nın hazırladığı falso grafikleri bu karışıklıkları ortadan kaldırabilir. Nitekim Murat Tüzül Hoca falsosuz sistemleri öğrenmeden evvel, topa milim dahi olsa falso uygulamadan vuruş yapabilmenin özel bir idman gerektirdiğine vurgu yapar. Ayrıca bu atışlarda o keskin hatları yakalayabilmek için videodaki tempo kuvvetlerini de çok iyi gözlemlemeli. 

İyi seyirler. 

1) İki Bant Brikoller 1-10. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=LuSTBvd9DzI&list=PL43b2md03gKcoWRlODN_Zj0ig9ssdnNLD&index=1

2) İki Bant Brikoller 11-22. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=vuY5naZxkWk&list=PL43b2md03gKcoWRlODN_Zj0ig9ssdnNLD&index=2

3) İki Bant Brikoller 23-34. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=WBBMSGMaw0M&list=PL43b2md03gKcoWRlODN_Zj0ig9ssdnNLD&index=3

Hazırlayanlar: Eunho Pyo (Güney Kore Bilardo Federasyonu) - Cheol Shin

10 Aralık 2022 Cumartesi

“Bilardo Kitabı”nın Hızına Ayak Uyduranlar ve Uyduramayanlar

Artistik Ustaları "Çaça" Murat Karabul ve "Tattooed Man" Taygun Yılmazberk 

Mısır’daki Dünya Kupası’nda parlayan Asyalılardan ilhamla “Bilardonun beşiği Avrupa iken ‘Asya Ekolü’ diye bir okuldan söz edebilir miyiz?”, “Klasik ve modern okul arasındaki farklar ne?”, “Adını ne koyarsak koyalım, yepyeni teknik tercihlerin yön verdiği bu yeni bilardo yordamından neler devşirebiliriz?” gibi soruların cevabını arayan bir yazı hazırlıyor(d)um. 

Ancak sıkça tekerrür etmeye başlayan bazı hakem hatalarının “artistik bilardo evreninin” hızına ayak uyduramamaktan kaynaklandığına dair bir not düşeceğim. Hem böylece çok büyük zahmetlerle hazırlanan ama asla yeterince fark edilmediğini düşündüğüm, harikulade büyüleyici artistik videolarıyla üç bant arasındaki kesişim kümesine dikkat çekebileceğim. 

1) Yarı finalin en kritik anında tecrübeli Mısırlı hakemin, Zanetti’nin olan sayısını kafasındaki sayı paternine takılarak vermemesi. 

2) Ve son Dünya Şampiyonası’nda da G. Koreli hakemin Tran’ın çözümünü anlamakta şaşılacak derecede güçlük çekmesi. 

Karikatürist İrfan Sayar'ın Gırgır dergisinde çizdiği bir karakteri vardı “Zihni Sinir” diye, pratik zekâlı bir mucidi tasvir ediyordu. Çok değerli İspanyol, Paco González Soto tam öyle kreatif biri ve sürekli yeni icatlar peşinde! Daha çok yeni, birkaç gün önce “tuşlatmalı veya sıkıştırmalı avantalar” serisini bütün dünyayla paylaşmıştı. Bugün, Üstat Zanetti muhtemelen kasten tuşlatmadı ama topu, kısa + beyaz + uzun + beyaz + uzun bant rotasını izleyip 3 banttan sayıya gitti. Fakat hakem, top beyazdan önce uzuna değmediği için, yani repertuarındaki kalıba uymadığı için gözünün önündekine değil zihnindeki “sayılar kitabı”na baktı ve orada bulamadığı için sayıyı veremedi. Halbuki “bilardo kitabı” günbegün güncelleniyordu… Tran’ın sayısındaki kararsızlık ise şunu gösteriyor: Bazı hakemler ne yazık ki 3 bantla tamamen kesişim halinde olan artistik repertuarını yeterince takip etmiyor. İtirazlara gelince: Bilardo emektarı Bury’nin itirazı ölçüsüz ve yersizken, Zanetti haklı söylenmeleri ve olgunca pes edişiyle gayet klastı! Sanchez ise oturduğu nokta itibariyle emin olamadığından çekimser kalmayı tercih etti. 

Örneğin, ülkemizden Taygun Yılmazberk’in son paylaştığı kolajı izleyince görüyoruz ki o video asla “artistik” peşinde değil sadece. Evet, kökü Saygıner'in 90'larda yayınladığı videolara kadar uzanan, hayal gücü engin ve özgün bu görsel ve akustik şölenlere bilardoya ilgi ve merak uyandırdıkları için çok şey borçluyuz. Ancak öte yandan üç bantla artistik disiplini arasındaki kesişim kümesini çok iyi fark etmiş akıl dolu bir video bu aynı zamanda. Belki yakın gelecekte 3 bandın “düz” repertuarına girecek veya tıpatıp aynısı olmasa bile içerdikleri teknik donelerle başka çözümlere ilham verecek çok kreatif çözümler öneriyor. Tıpkı turnuvalara katılan (Gümüş, Hacı Arap, Cin, Taç vd.) veya katılmayan (Saygıner, Çaça Murat Karabul, Özcan Can Arcan vd.) sporcularımızın dünyaya armağan ettiği birçok olağanüstü artistik figürün “sonra sonra” yetenekli üç bantçılar tarafından “3 bant kitabına” pratik olarak dahil edilip "olağanlaştırılması" gibi. 

Google’a, YouTube’a yukarıda geçen sanatçılara ilaveten Raymond Ceulemans, Raymond Steylaerts, Roberto Rojas, Miguel Torres, Florian Venom Kohler, Efren Reyes ve unuttuğum birçok ismi yazdığınızda, söz veriyorum, “Kozmos” belgeselini aratmayacak harikalarla karşılaşacaksınız. 

1) Daniel Sanchez ve Marco Zanetti'nin yarı final mücadelesi ve aslında su götürmez ama "tartışma yaratan" sayısı: https://www.youtube.com/watch?v=bCqKAmFcntc

2) Quyet Chien Tran'ın aslında su götürmez ama kararsızlığa neden olan sayısı: https://www.facebook.com/100043740588514/videos/519840099995586

3) Paco González Soto'nun sıkıştırmalı veya tuşlatmalı avantaları (ticky) örneklediği video: https://www.youtube.com/watch?v=bc54_6fYc_Y&t=43s

4) Taygun Yılmazberk'in "o" videosu: https://www.youtube.com/watch?v=DU2LzZOZM0k&t=258s  

5) Çaça Murat Karabul'un muhteşem artistik videosu: https://www.youtube.com/watch?v=-y-gjc_Fxgk&t=1469s

6) Özcan Can Arcan'ın YouTube kanalı: https://www.youtube.com/@ozcancanarcn


9 Kasım 2022 Çarşamba

Choong-Bok Lee ve Blomdahl'ın G. Kore'de Sabaha Kadar Süren Maçları

Veghel Dünya Kupası 1. Blomdahl 2. Choong-Bok Lee 3. Jaspers 4. Sánchez

Jaspers karşısında saç baş yoldursa da onu aynı turnuvada ikinci kez yenmeyi başaran ve Korelilerin en yaşlısı konumunda olan Choong Lee’nin psikolojik karakterini Blomdahl bir gün şöyle tanımlamıştı: “Kore’deki salonda beni sabaha kadar yeniyor ama aynı Lee’yi turnuvalarda ara ki bulabilesin.” Lee bu akşam hayatının ilk Dünya Kupası finalini oynuyor. Bakalım Blomdahl, Kore’deki salondaki mağlubiyetlerin acısını çıkarabilecek mi? Ayrıca gençlere not: Korelilerin can simidi tek bant brikollerin nasıl hayat kurtardığını gördünüz! Eunho Pyo’nun 59 pozisyonda örneklediği bu tek bant brikol eğitim serisini hatırlamak isterseniz linke buyurun:

https://hunkarbegenmedi.blogspot.com/2022/10/bilardo-egitim-videolar-6-tek-bant.html

Final Sonu Notu: Lee motivasyon dozunu, hayatının ilk finalini görmeye yetecek kadar yüklemiş görünüyordu. Blomdahl'ın performansıysa eski günlerdeki gibiydi. Lee'nin aksine çok iştahlıydı, 5 yıl aradan sonra Dünya Kupası'nı tekrar kaldıracak kadar açlık biriktirmişti.   

29 Ekim 2022 Cumartesi

30+ Senelik Blomdahl-Saygıner Dizisinin Son Epizodunda Neler Oldu?

Blomdahl - Saygıner, Veghel Dünya Kupası, Ekim 2022

Epizodik bellek belleğimizin birkaç şubesinden biri. Yani olayları, anıları hatırlayan bellek. Bilmiyor, hatırlıyor. Örneğin, belleğinden 50-30=20 bilgisini çağırmıyor. Ama ta 90’lardan, 2000’lerden kan ter içinde kaldığı, elinin kolunun bağlandığı uğursuz bir maç ânını hatırlayabiliyor. Hatta hatırlamakla kalmayıp o anları, içinde bulunduğu âna transfer edebiliyor. Bir nevi zaman makinesi gibi, zamanlar birbirine karışıyor. Blomdahl, Dünya Kupalarında en son 2017 Ekim’inde La Baule’de final oynayıp kazanmıştı. 2019 Kasım’ında da Danimarka’da Dünya Şampiyonluğu elde etmişti. Araya giren salgınla beraber keskin dişlerini unutturmuştu adeta. Ta ki 60. doğum gününü kutladığı haftada, 7 ıstakada 21’e varan Saygıner Usta’nın 3 el boş geçip ona hayat hakkı tanıyıp tanımamakta yaşadığı tereddüt ânına kadar. İşte o andan sonra Blomdahl, ilk önce Ustamızın sonra da Sanchez’in epizodik belleklerini uyandırmayı başardı. Oysa Saygıner, Choi ve Heo gibi Koreli devlere kök söktürmüş, Sanchez’se fabrikasını otomasyona geçirdi diye düşündürtmeye başlamıştı. Onunla ilgili 30 seneye dayanan bir dolu kötü anı, kâbus belleklerinin diplerinden su yüzüne çıkageldi ve Saygıner’i son 10 sayıda, Sanchez’i de maç boyu paralize etti. Veya başka deyişle, Usta’ya, “2021’de Mısır'da bana ettiklerini unutmadım,” dedi. Bir film gibidir onların maçları, 90’larda VHS’den izlediğimiz, bugün hayranlığımızı hâlâ yitirmediğimiz. O maharetli ellere şükran duyduğumuz…
☺️👏👏

16 Ekim 2022 Pazar

Asla aynı atışı iki kez oynayamayacaksın! - Bert van Manen (7)


Bert van Manen

Bert van Manen, yazının finalinde şöyle söylüyor: "3 bant HAYAT gibidir." Bu söz, Simon Kuper'in Futbol Asla Sadece Futbol Değildir adlı kült kitabını veya Serdar Akar'ın Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filmindeki merhum Savaş Dinçel'in meşhur "Hayat Futbola Fena Halde Benzer" repliğini çağrıştırıyor. Yazıyı okurken "bilardonun maviliklerine sürdüğünüz" hayatınızdaki galibiyetleriniz ve mağlubiyetlerinize tekrar uğrayacaksınız.

***

İnsanlar şu 3 bant bilardodan niye bu kadar büyülendiğimi bazen sorarlar bana. “Altı üstü bir oyun işte!” deyip eklerler: “40 senedir, bir bilardo masasında görülebilecek her pozisyonu hem de binlerce kez görmüşsündür. Sıkmıyor mu hiç?”

Hayır, sıkmıyor. İşin içinde olmayanlar için şu söyleyeceğime inanması zor olabilir ama hakikat şöyle: Ben hayatımda hiçbir pozisyonu asla iki kez görmedim! Müsaadenizle bu meseleyi ele alayım ve herhangi bir bilardo sayısının “tekerrür etme” olasılığına dair birkaç noktaya değineyim. Cevap %0’a çok yakındır.

• Bir üç top pozisyonu, bir masada 10 üzerinden 6 zorluk derecesindeyken başka bir masada 8 ya da 4 zorluk derecesinde olabilir. Masa karakterleri arasındaki farklılıklar öylesine önemlidir ki iyi oyuncular atış tercihlerinde bu faktörü göz önünde bulundurmayı ihmal etmezler. Masanın yol verdiği sayılardan ekmek yiyip, yokuş yaptığı sayılardan kaçmak zirve oyuncuların alametlerindendir. Atışın gerçekleşme yüzdesi onun her zaman ilk kriteridir: Neticede, bir sayının nasıl oynanacağına dair bir “anayasa” kaleme alınmamıştır. Yani ne demekmiş: Başka masa demek başka pozisyon demek.

• Masada herhangi bir şekilde yerlerini almış 3 top düşünün, bu yerleşimin naturasını bozmak için bırakın bir santimi bir milimetre hatta çeyrek milim bile yeterlidir. Hele iki top birbirine çok yakınsa. Kuvvetle muhtemel, o çeyrek milim, oynamanız gereken çözümü çok kez değiştirmiştir. O atış artık başka bir atıştır, “rahatça yapılabilir” bir sayıdan “deli işine” dönmüş olabilir veya tam tersi.

• “Bir profesyonel bilardo masasında üç top kaç şekilde dizilir?” sorusunun cevabı rahatlıkla milyarları bulabilir. Bu sayı, mantık sınırları dahilindeki artırmalı briç (auction bridge) veya satranç müsabakalarıyla kıyaslandığında olasılıksal anlamda daha düşüktür ama gene onlarla aynı astronomik evrendedir. Yine de şöyle bir fark vardır aralarında: Teorik olarak olası olan çoğu satranç veya briç deklare sekansı, pratikte herhangi bir anlam taşımaz. Hiçbir işlevleri yoktur ve asla gerçekleşmezler. Ancak bilardo topları hiçbir mantık tanımazlar, hayal edilebilecek bütün pozisyonlar olanca gariplikleri ve müşküllükleriyle masada GERÇEKLEŞİRLER.

• Bir de atışların bağlamları vardır. Diyelim ki sayı orta zorlukta, siz açılış ıstakanızdasınız ve 7. sayıyı vuruyorsunuz, burada hissiyatınızın yüksek olma şansı çoktur. Atışın kontrolü sizdedir ve güvenle vuracaksınızdır. Ya 40 çekilen maçta 35-18 öndeyken 17 farkı tükettiyseniz ve skor şimdi 38-37 ise? Evet, pozisyon aynı olabilir ama masadaki, aynı oyuncu değildir artık.

• Söyleyin bakalım, kırmızının yeri nerde, sarı nerde? Beyazla oynadığınızı varsayıyorum. Ekseriyetle önünüzde savunmaya yönelik pozisyonlar var ve bunları oynamaya bayılıyorsunuz. Ancak aynı pozisyon yine geldi, fakat sarıyla kırmızının yerleri tam tersine dönmüş, yani atışın hiçbir savunma değeri kalmamış. O pozisyonu aynı şekilde vurmaya kalkarsanız o sayı artık ya battın ya çıktın sayısıdır. Evet, toplar milimi milimine aynı noktadadır ama oyuncunun üzerindeki baskı çok daha ağırlaşmıştır.

• İşte size 3 bant pozisyonları hakkındaki en dudak uçuklatıcı hakikat: Hepsi ama hepsi tek kere zuhur eder. Aso hariç hepsi tek seferlik hadiselerdir. Masaya her geldiğinizde hayatınızda hiç görmediğiniz bir suretle karşılaşırsınız. Problemi tanır, çözümü hemencecik bilirsiniz. Ancak bu, o pozisyonu önceden gördüğünüz anlamına gelmez. Hatırladığınız yalnızca benzerleridir.

Bu konuyu yaratıcı ve berrak bir ifadeye kavuşturan New York’tan arkadaşım Ira Lee* oldu: “Az önce aldığın sayının SONUCU OLARAK topların asodaki (başlangıç atışındaki) koordinatlarına döndüğüne ne sıklıkla şahit oluyorsun?” Yanıt elbette: asla! Öyleyse geri kalan bütün diğer pozisyonların daha önceden orada OLDUKLARINI size düşündüren ne? Hayır orada değillerdi.

Bunu göz önünde bulundurarak, işin içinde olmayanlara 3 bandın neden her zaman taze ve yeni olduğunu, neden iki maçın aynı olmadığını bir şekilde anlatabiliriz. Zaten nasıl aynı olabilirler ki, iki atış bile aynı olamazken? Masaya geldiğinizde karşılaşacağınız şey bir meydan okumadır. Bir problem ama aynı zamanda bir fırsat. Çözmek için bir şansınız, faydalanmak için tek bir şansınız var, çünkü o fırsat hiçbir zaman geri dönmeyecek. Sayıyı yaparsanız mutlusunuz. Eğer kaçırırsanız, ümit edilir ki, muhtemelen daha bilge birisiniz.

Evet, buradan nereye varacağımı tahmin ettiniz değil mi? 3 bant HAYAT gibidir.

Oyun bize acımasızca gelebilir, fakat aynı zamanda esirgeyicidir de. Alkışları toplayıp yüreklerimizi ısıtan o muhteşem sayımız var ya, işte o, kaybettiğimiz maçtan bize “baki kalan hoş sadadır”. Her zaman başka bir şans vardır; öbür sefere daha iyisini yapabiliriz. [Size gelecekten bir sahne tasviri:] Yıllar yıllar geçmiş, bin maç kazanmış, binini de kaybetmişiz ama nihayetinde yalnızca tek bir rakibimiz olmuş. O rakibin kim olduğunu biliyorsunuz…

[*Çevirmen notu: New York’ta yaşayan Ira Lee, 2004’te hayatını kaybeden dostu ve efsane bilardocu Sang Lee’nin hatırasına Sang Lee Uluslararası Açık Turnuvası’nı başlatan kişidir. New York’taki Carom Café’de düzenlenen turnuva 2012’den beri Verhoeven Open adıyla devam etmektedir.]

Bert van Manen

Çeviri: Rifat Özçöllü

Yazının İngilizce orijinali: https://www.kozoom.com/en/billiard-carom/news/you-ll-never-play-the-same-shot-twice.html

4 Ekim 2022 Salı

“İlk binde bile değildir ama dünya üzerinde herkesi yenebilir.” - Bert van Manen (6)

Frans van Kuijk
Fotoğraf: Kozoom

Belçika Ligi: Frans van Kuijk Peter Ceulemans’ı 13 ıstakada 40-21 yendi!

Harika oyuncu Frans van Kuijk’in arkaplanına dair bir fikir vermesi için başka bir yazımdan bir cümle paylaşayım sizinle: “İlk binde bile değildir ama dünya üzerinde herkesi yenebilir.”

Aşağıdaki tabloda göreceksiniz, uzun kariyeri boyunca 18 kez 3,000 ortalamanın üzerinde oynadı, hatta bunlardan birisi kaybettiği maçın ortalaması (!).

Başka kahramanlıklarından da bahsedeyim mi? Bir 27’si (dünya rekorundan bir tahta eksik!), bir de 25 çekip bitirdiği bir Hollanda Ligi maçı var. Onun vuruşu yaygın bir mutabakatla, dünyadaki en akıcı vuruşlardan biri olarak kabul ediliyor. Öyle ki bilardonun basit bir oyun olduğunu düşündürerek sizi yanıltabilecek oyunculardan biri.

Bert van Manen 

Çevirmen: Rifat Özçöllü 

***

[Bir cümle de çevirmenden gelsin: 25 çektiği videoyu buldum, aşağıda, göreceksiniz: Frans van Kuijk’in oyunu kolayca söylenivermiş hissini veren, fakat aslında söylenmesi, taklit edilmesi çok güç olan bir şiir gibi.] 

https://www.youtube.com/watch?v=S1BtUgPDg98]

Frans van Kuijk'in 3,000 ortalama üzeri maçları
 
Yazı, "Bert's Billiard Page" Facebook grubundan alınmıştır:

Belgian League: van Kuijk beats Ceulemans 40 - 21 in 13.

For more background information about the wonderful player that Frans van Kuijk is, I refer to my column "Not in the top-1000, but he can beat anybody".

In the graph you'll see that he was over 3.000 average 18 times already in his long career, one of those was a losing (!) average.

Other heroics by FvK: a run of 27 (1 shy of the world record), and a closing run of 25. His stroke is widely considered to be among the most fluent in the world. He's one of those players who can trick you into thinking the game is simple.

3 Ekim 2022 Pazartesi

3 Bant Ansiklopedisi (A'dan Z'ye Anlatımlı 151 Pozisyon, J.C. Roux, Türkçe Altyazılı)

İşte yıllardır beklenen ve ihtiyaç duyulan sistematik ve kapsamlı Türkçe bilardo eğitim videosu!


Jean-Christophe Roux, Fransa Şampiyonu

Kozoom prodüksiyonu olan bu videoda, Avrupa ikincisi ve pek çok kez Fransa şampiyonu olan Jean-Christophe Roux, başlangıç atışı asodan şampiyonların sayılarına 151 pozisyonu örnekliyor. Roux Usta’nın her birini yetkinlikle icra ettiği bu sayılara rehber olarak harika bir teknik anlatım eşlik ediyor. Sevgili “Emanet Istaka”, 2 saati aşkın bu eğitim videosundaki İngilizce anlatımı baştan sona Türkçeye çevirmiş. Ayrıca anlatımda yer almayan teknik püf noktaları da parantez içinde ilave edip hepsini altyazı formatında videonun altına saniye saniye döşemiş. Farklı kamera açılarından takip ettiğimiz pozisyonların hepsi, falso-kalınlık grafikleriyle topların rotasını gösteren çizim animasyonlarını da içeriyor.

Temelden zirve seviyeye doğru ilerleyen video 8 bölümden oluşmakta:

1) Klasik Atışlar

2) Temel 3 Bant Atışları: Havuzlar - Kesmeler

3) Uzatmalı Maksimum Falsolu Atışlar

4) Ters Falsolu Atışlar: Efekareler - Viyanalar

5) Tek Bant, İki Bant ve Üç Bant Brikoller

6) Sistem Yaklaşımı

7) Zikzaklar

8) Şampiyonların Sayıları 😎 

Altyazı süreleri rahat bir okuma hızına göre ayarlı. Birkaç pozisyonda altyazılar topları kapatabiliyor. Ama pozisyonlar anlatımdan sonra da tekrarlanıyor zaten. Öte yandan YouTube’u bilgisayardan izleyenler altyazıyı fareyle tutup yukarı sürükleyebilir. Ayrıca bilgisayarda da telefonda da altyazılar tek dokunuşla [CC] söndürülüp hemen geri yakılabiliyor. Neticede bu bir eğitim videosu olduğundan başlangıç ve orta seviye oyuncularımızın bu pozisyonları, altyazılı/altyazısız, duraklatıp geri alarak, ağır çekimde normal çekimde defalarca izlemesinde fayda var.

Elçisi olduğum “Emanet Istaka” bu videonun kadın, genç veya büyük bütün oyuncularımıza sağlam bir teknik altyapı kazandırma, Türkçe terminolojiye birlik getirme, salonlardaki antrenörlerimize derinlikli, kapsamlı ve sistematik bir eğitim materyali sağlama anlamında çok faydalı olacağına inanıyor. Ve bu çeviri faaliyeti dolayısıyla: Sevgili Tuncay Akay’a, terimlerin salonlarımızdaki doğal karşılıklarını bazı geceler beraberce aradığı Özgür Feylesof’a, teknik-teorik bilgilerini cömertçe paylaşıp, hastanedeki refakatçi koltuğundan da olsa çevirinin ve ilave notların son okumasını yapan Mehmet Varlik’a, Roux Usta’ya, Kozoom’a, çalışkanlığından ilham aldığı Ersan Başkan’a ve yaşayan ve kaybettiğimiz bütün ustalara teşekkürü bir borç biliyor.

https://www.youtube.com/watch?v=R1FTc0RU_C8

Bilardonun Kimyası

Myeong Jong Cha                      Fotoğraf: Kozoom

Çocuklarımın ‘Babam kimyacıdır ama bilardoyu da iyi oynar,’ demesindense ‘Babam G. Kore’yi yurtdışında temsil eden bir milli bilardocudur,’ diyeceği günleri hayal ediyordum.” Bu sözler geçen ay Seul’de Haeng-Jik Kim, Semih Saygıner ve G. Marechal’i yenerek finale çıkan ama Sanchez’e kaybedip dünya ikincisi olan kimyager bilardocu Myeong-Jong Cha’ya ait. (Bu arada son 32’de Murat Naci’ye farklı yenilen Cha’nın, grubu 1,544 genel ortalamayla, 1,514 genel ortalamaya sahip Murat Naci’nin önünde kıl payı ikincilikle bitirdiğini hatırlatalım. Kader işte:) Aslında yüksek kimya mühendisi olan Cha, akademide ve bir ilaç şirketinde yıllarca araştırma departmanlarında görev yapmış. Her gün mesai çıkışı koşa koşa gittiği bilardoyu “iyi” bir düzeyde oynadığını düşünen bu bilim insanı, bir gün Dong-Koong Kang’la karşılaşmış ve onun kendisinden 10 gömlek daha iyi olduğunu fark etmiş. O günden sonra Kang ve Sung-Won Choi’nin yardımlarıyla oyunundaki gelişim hızlanmaya başlamış. Ancak hayatında bundan daha kritik bir gün gelip çatacakmış: İtibarlı kimyacının mesleği bırakıp, kendi tabiriyle, “bilardodan emekli olmak” istediğini eşine açacağı gün. Ancak hiç çekindiği gibi olmamış ve eşi kendisine bu konuda çok destek çıkmış... Neticede bu çabalar, destekler hiç de boşa gitmemiş görünüyor: 44 yaşındaki Cha, dünya kupasında finalde mücadele eden 7. Güney Koreli olmayı başardı. (ABD’li olduğundan Sang Lee’yi saymıyorum. Diğerleri: merhum Roul Kim, Choi, Ho Cho, Kang, Jik Kim, Heo.)

Peki, bu oyunun kimyayla ilgisi var mı? İnsanın yediğinden içtiğinden, uyku düzeninden, duygusal ve zihinsel durumundan beden kimyası doğrudan etkileniyor. Ancak nihayetinde bu oyun birincil olarak küresel cisimlerin fiziğiyle alakalı. Kuvvet fiziği, potansiyel-kinetik enerji, aerodinamik kuvvet (ağır çekimlere dikkatle bakın, bilardoda toplar sandığımızdan çok daha fazla havaya çıkıyor), çuhaya sürtünme kuvveti, çarp(ış)ma kuvveti, hareket, yön, hız, hava molekülleriyle temas, basınç, topun dönüş eksenleri, falso, yanal devir (uzatmalı maksimum falso), ileri devir (sırt), geri devir (kleps)… Bunlar hep fiziğin alanına girer. Gerçi salonlarda fizikten ziyade geometri muhabbeti duyarız, yani sistemler. Halbuki işin temeli küresel cisimlerin fiziğine yani toplara hakimiyettir. Elbette bir dikdörtgen cisim olan masanın geometrisini bilmemiz şart, “sistem karşıtlığı” da naiflik olur ancak Jaspers’ın, Erkan Ubay’ın kendisinden tavsiye istediği mesajına verdiği cevapta “Yüzde 90 kararla oynuyorum,” dediğini unutmayalım. Topların fiziğine kafa yorup, bu konuda Zanetti’yle düşünsel etütler yapan ve yine bir eczacı olan Mehmet Varlık’ın bu konuda anlatacağı çok şey var. Evet, bu fizikî ilkeler birçok oyuncumuzda, yıllar boyunca edindikleri tecrübelerle meleke haline gelmiş durumda. Ancak yeni başlayanların daha öğrenme safhalarında bu teknik bilgilerle donatılması onları küresel rekabette hızlandıracaktır. Dünyada, Amerikancıların bu konuda enfes eğitim videoları var. Birkaç gündür Kadınlar ve Gençler Dünya Şampiyonaları oynanıyor. Örneğin, kadınlarda 22 yaşındaki Ji-Eun Han’ın final oynaması hiç de tesadüf gibi görünmüyordu. Nereli olursa olsun, erkek, kadın veya genç, iyi oynayan bir bilardocuyu izlediğimizde onun arkaplanında fizik, geometri ve psikoloji bilimleri anlamında ciddi bir yatırım olduğundan emin olmalıyız.

Yeri gelmişken, oyunculuğunun yanı sıra G. Kore Federasyonu’nda çeşitli görevler de alan Cha bize en çok kimi hatırlatıyor? Tabii ki yine bir kimya ehli yani eczacı olan ve bilardomuza çok katkılar yapmakta olan Ersan Başkanımızı. Aslında fizik ağırlıklı bilimsel bir hadise olan bu spor, kimyacılardan yıllardır çok fayda görüyor ve bir o kadar daha göreceğe benzer.

17 Eylül 2022 Cumartesi

Bilardoda İlginç Bir Egzersiz Rutini: "DurKarSeyTek" - Bert van Manen (5)

Taşdemir - Caudron, Guri Dünya Kupası yarı final maçı, 2015

Yokuş çıkmanın iyi tarafı her virajdan sonra manzaranın giderek güzelleşmesidir. İyi 3 bant oyuncusu olmak da buna benzer. Tırmanışınıza başlayın, birazcık çabalayın, büyük resim hemen belirmeye başlayacak. İşte kendinizi eğitip oyununuzu geliştirmek için ihtiyacınız olanlar: Bir kâğıt parçası, bir kalem, iyi fare kullanan bir parmak ve Kozoom veya Five&Six aboneliği. Zaten hepsi mevcut, değil mi?

Bu “tüyo”yu yıllar evvel Facebook’ta paylaştığımdan bazılarına ikinci baskı olacak. Baştan özür. Ama bu egzersiz daha geniş bir kitleye ulaşmayı hak ediyor doğrusu. “DurKarSeyTek” (duraklat – karar ver – seyret – tekrarla) adını verdiğim bu rutin şöyle işliyor:

1) Kozoom veya Five&Six arşivine gidip hiç seyretmediğiniz bir 3 bant maçı bulun. Bu arşivler binlerce saatlik video içeriyor ve herkesin favori oyuncusu da orada bulunuyor. Kendinizi Caudron, Blomdahl, Jaspers videolarıyla sınırlamayın, yeter ki ortalaması sizden iyice yüksek bir oyuncu olsun. Taşdemir, Horn, Jae Ho Cho: Size harika bir rol model olabilecek oyunculardan ilk aklıma gelenler.

2) Bir dik çizgi çekip kâğıdınızı ikiye bölün, sol sütuna “Yanıldım”, sağ sütuna da “Bildim” yazın.

3) Videoyu başlatın. Toplar durduğunda videoyu duraklatın. Pozisyona bakın (acele etmeyin) ve bu atışı SİZ nasıl atardınız, kararınızı verin. 

4) Sonra oynata basıp oyuncunun tercihini gördükten sonra puanınızı sol ya da sağ sütuna işleyin. Yalnız egzersizimiz biraz katı: Örneğin, sayı 3 ya da 4 banttan olabilir dediniz; bu, ancak topun dolaşacak başka yolu yoksa kabuldür. Çifte şanslı durumlarda, mesela 3-5 atışlarında bile, tek olasılık seçebilirsiniz. 

5) Duraklatın. Maçın sonuna kadar bu döngüyü tekrarlayın. 

Diyelim ki 22 ıstakada 40-31 bitmiş bir Dünya Kupası maçı seçtiniz. Bu, (asoyu saymazsak) 113 adet karar vereceğiniz anlamına gelir. Çentiklerinizin yarısı veya fazlası sol sütuna (Yanıldım) gittiyse atış tercihleriniz biraz daha çalışma istiyor demektir. Eğer 75 veya daha fazla (*2/3 veya fazlası) çentik, sağ sütundaysa (Bildim) atış tercihleri anlamında zaten bayağı iyi bir oyuncusunuz. Ancak gördünüz mü, bu halde bile inanmayacağınız kadar sayıda yanıldınız. Yine de öğretici bir deneyim oldu değil mi? Seçtiğiniz üst kalibre oyuncunun niye “sizin” sayınıza yanaşmadığını kendinize sormayı da ihmal etmeyin. Evet, muhtemelen çevrenizdeki akranlarınız o atışı çoğu zaman öyle oynuyordur. Ancak sayıyı çoğu zaman YAPABİLİYORLAR mı?  

Sağ sütunda 100’ün üstünde bir skorunuz mu var? Yalan. Hile yapmayın.  

Tabii Jung Han Heo, Jeremy Bury ve Eddy Leppens’in bizden daha akıllıca tercihler yaptığını varsayıyoruz. Öyleler de zaten. Bütün bu kalburüstü oyuncular “yüzdeli” atışlara tecrübeleriyle vâkıftır. Üstelik kaçınılmaz tuşlardan, tribüne oynamaktan ve hakkınca efor sarf etmeden atış yapmaktan uzak durma disiplinindedirler. 

Makul başarı şansı olan bir şey bulamadılar mı, o zaman başka maharetleri devreye girer: düşük başarı yüzdeli bir atışı kaliteli bir müdafaayla birleştirmenin yolunu aramak.

Farklı oyuncuların farklı atışlarda ekstra beceri sahibi olduklarını da unutmayın. Yani Blomdahl’ın yüzdeli atışı, Jaspers’ın yüzdeli atışı olmak zorunda değil. Şayet SİZ belli çözümlerde iyiyseniz o becerinizi her halükârda kullanın. Ancak o sayı gerçekten oradaysa… Nafile yere değil. 

Hepimizin bildiği gibi, daha iyi atış tercihi, daha yüksek ortalamaya götüren en kestirme yoldur. Duruşunuz ve vuruşunuz üzerinde çalışabilir (ki bunu yapmalısınız zaten), farklı şaftlar, uçlar deneyip sistemler üzerine kafa yorabilirsiniz. Ancak daha iyi kararlar kadar oyununuzu şaha kaldıracak hiçbir şey yoktur. DurKarSeyTek alışkanlığı bana çok şey kattı, yeni sayılar öğrenmek anlamında değil ama en çok, yıllarca boş yere tutunduğum kalıplardan uzaklaşmak anlamında. 

Kozoom’un Kasa Dairesi’nde biraz gezinip kıymetli parçalar buldum size (tabii hâlâ görmediyseniz):

Jaspers - Haeng Jik Kim, Porto, Nisan 2015

Dick’in 2015’te çıkardığı en iyi maçlardan biri. Evet, Haeng Jik çenesine birkaç yumruk almak zorunda kaldı, ancak üzülmeyin, gelecek yıllarda çok kişiyi tokatlayacağından şüphem yok. 

Leppens - Caudron, Hooglede, Mayıs 2015 

Dördü Olimpik standartlarda beş heyecanlı set. 

Merckx - Blomdahl, New York, Temmuz 2013

Bu parçanın fiyatı dudak uçuklatır! TB’den fantastik bir 11’lik seri. EM’den daha da iyi bir 8’lik cevap. Öyle parçalar ki bunlar, ağzınız açık kalır!

Blomdahl - Jae Ho Cho, Bordeaux, Aralık 2015 

Birbirlerinin kabiliyetlerine şapka çıkartan iki oyuncu. 

Her iki şekilde de sonuçlanabilirdi. Gerçekten. Söz konusu olan dünya şampiyonluğu ve ölüm kalım atışları vuruyorsunuz, hangi atışı seçerdiniz? Maçın finalinde bunlardan birkaç tane var. Evet, TB zirveye çıkıyor ancak aman Allah’ım, o Jae Ho Cho nasıl kreatif bir dâhidir? 

Dong Koong Kang - Sanchez, Guri, Eylül 2015

Muazzam bir vuruşa sahip, gergin Koreli, 2008’den beri büyük bir vaatti ama kararsız bir seyir izledi. Şimdi parçalar yerine oturuyor ve büyükleri devirmeye başladı.

Taşdemir - Caudron, Guri, Eylül 2015  

Ferrari ve Lamborghini karşı karşıya! Olabilecek en iyisi! Galip gelenin “mental kudretine” ilişkin sonuçlara varmadan evvel, penaltılarda tuşlara öpülmekten sadece 1 mm’yle kurtulduğunu hesaba katmayı unutmayın (*Manen, “Sensey”in 7-6 kazandığı penaltılardaki 4. sayısını kastediyor).

Umarım “DurKarSeyTek egzersizi” hoşunuza gitmiştir. “Bir içki koy, uzat ayakları ve otur maçın başına”dan daha iyi geliyor kulağa, değil mi?

Bert van Manen

Çeviri: Rifat Özçöllü

Yazının orijinali: https://www.kozoom.com/en/billiard-carom/news/the-padeware-practice-routine.html

12 Eylül 2022 Pazartesi

Türkiye'den ilk PBA Şampiyonu: Birol Uymaz

Frédéric Caudron vs. Birol Uymaz

4-3 biten maçın tamamı izlendiğinde, Birol'un şu birkaç PBA yılında oyununu ve fizik-mental dayanıklılığını bir hayli olgunlaştırdığı çok açık. Klas sayılarla 2-1 öne geçtikten sonra Caudron'dan tumturaklı bir cevap yiyip 3-2 geri düşse de son iki seti alıp galip gelmesini bildi. Total anlamda kendisine yoğun bir emek verdiği resimden okunuyor.

PBA resmi üzerine söylenecek çok şey var. Bir tanesi: 7 set üzerinden yarı final ve final, bir oyuncunun maçta yaklaşık 60-100 sayı çekmesi anlamına geliyor. Sevgili Burak Haşhaşların nesli 🥰hatırlar mı bilmem ama biz her seti 15-14 biten, dolayısıyla 3-2 kazananın 73 çektiği maçları izliyorduk. 50'ye fazla diyenler bir de bu açıdan bakmalı. Önemli olan o saatlerin organizasyon tarafından nasıl doldurulduğuyla da alakalı. PBA, spor ve eğlenceyi hoş bir şekilde birleştirerek izleyiciyi onca süre koltuğunda tutmakta başarılı görünüyor. Bu spor+şovu, maç sayısıyla sonlandıran Birol'un, Caudron Usta'ya yürürken sevinçten içi içini yiyen ama biraz mahcubiyetinden, biraz maçın yorgunluğundan, "e daha bi de bunun finali var" gibilerinden kendisini dizginlemesini izlemek mutluluk vericiydi! 👏👏👏

Birol Uymaz'ın Caudron'u elediği yarı final maçının 7. seti:

https://www.youtube.com/watch?v=1yZCnu_cbwo

1 Eylül 2022 Perşembe

Bilardo Eğitim Videoları 5 - Düz Turnikeler, Tek Bantlar ve Düz Beş Bantlar (6 Video, 58 Pozisyon, Eunho Pyo)

    

Eunho Pyo Hoca'yla "3 Bant Ansiklopedisi" Ters-Çift Turnikeler, Efekareler, Tripleler ve Zikzaklardan sonra 5. başlıkla devam ediyor: Düz Turnikeler, Tek Bantlar ve Düz Beş Bantlar. Pyo, ters turnike mantığıyla atıldıklarından çift turnikelere Ters Turnikeler başlığı altında yer verip 5 bantlara bir giriş yapmıştı. Düz beş bantlar ise düz turnike mantığıyla, yani ikinci topun içinden atıldığından Düz Turnikeler başlığı altında yer buluyor ve böylece beş bantlar konusu da tamamlanıyor. Ayrıca, ortak mantığa sahip olduklarından tek bantlar da bu başlık altında örnekleniyor. 6 videoluk sistematik eğitim materyali. Hem antrenör hem öğrencilere. 58 pozisyon, falso ve kalınlık grafikleriyle. Keyfini çıkarın! 

1) Düz Turnikeler 1-12. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=r6xYErx7sZI&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=1

2) Düz Turnikeler 13-20. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=8AIlRnAbac8&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=2

3) Düz Turnikeler 21-28. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=pp5et-JZdBY&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=3

4) Düz Turnikeler 29-38. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=OuF_DUw5P-k

5) Düz Turnikeler 39-48. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=ekArHeOjI68&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=4

6) Düz Turnikeler 49.58. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=--Szm4xqnvs&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=5

Hazırlayanlar: Eunho Pyo (Güney Kore Bilardo Federasyonu) - Cheol Shin

10 Ağustos 2022 Çarşamba

Bilardo Eğitim Videoları 4 - Zikzaklar (8 Video, 88 Pozisyon, Eunho Pyo)

Evet, başlık "Zikzaklar". Envaiçeşit 88 sayıyı sade ve kestirme yoldan toparlayabilmek adına bir ana kategori açmak için. Ancak bir bilardo ülkesi olarak, Eunho Pyo'nun bize örneklediği bu 88 pozisyon için elbette çok daha detaylı terimlerimiz mevcut: Kesme, kısa zikzak, uzun zikzak, kesme zikzak, düz (iç) zikzak, (köşeye) kesme plase, düz plase, "viyana" (Bora Karatay'a rahmet olsun), uzun viyana, viyana brikol, zikzak brikol, akordiyon... Bu atışlar sağlam bir karambol temeli gerektiriyor. Hiç karambol oynamaksızın, üç banttan başlamak gibi yeni moda heveslere salonlardaki aksakallılar, abiler, ablalar zinhar müsaade etmesün!!:))) Şaka bir yana, G. Koreli kızlar, oğlanlar 4 top ve karambolden başlıyor bu oyuna, o yüzden teknikleri göze hoş geliyor. Üç banda geçmiş oyuncular ara sıra karambol teknikleri çalışmayı bir tenzilirütbe (rütbe indirimi) gibi değil de binada temel sağlamlaştırma operasyonu gibi düşünmeliler. Her zamanki gibi falso ve kalınlık grafikleriyle bizi güzel bir eğitim materyali daha bekliyor. Hayatınız istikrarlı bilardonuz zikzaklı olsun:))  

Terimleri, Mehmet Varlık ve Özgür Feylesof'la toparladım, çok teşekkürler.  

1) Zikzaklar 1-8. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=pof0M3TuKHE&list=PL43b2md03gKf5GPW4MiGiD9aSLzDZ-dEl&index=1

2) Zikzaklar 8-15. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=5ulKXj5RCEg&list=PL43b2md03gKf5GPW4MiGiD9aSLzDZ-dEl&index=2

3) Zikzaklar 16-23. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=gUSfpd4RUyQ&list=PL43b2md03gKf5GPW4MiGiD9aSLzDZ-dEl&index=3

4) Zikzaklar 24-30. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=blNIgXFDmj8

5) Zikzaklar 31-37. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=4NTnflARFcA

6) Zikzaklar 38-50. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=ccKWtPRd0tM

7) Zikzaklar 51-74. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=nmJoFemQf7g&list=PL43b2md03gKf5GPW4MiGiD9aSLzDZ-dEl&index=4

8) Zikzaklar 75-88. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=Ldvz1WTPDAU&list=PL43b2md03gKf5GPW4MiGiD9aSLzDZ-dEl&index=5

Hazırlayanlar: Eunho Pyo (Güney Kore Bilardo Federasyonu) - Cheol Shin

3 Ağustos 2022 Çarşamba

Kim Bilardo Milyoneri Olmak İster? - Bert van Manen (4)

Telefon Jokeri, Yarı Yarıya Jokeri, Seyirciye Sorma Jokeri... Bunların bilardoyla alakası ne ola ki? Maç anında, hele bir de gerideyken konsantrasyon, odaklanma ve tutumumuzu nasıl geliştiririz? Bert van Manen "Kim Milyoner Olmak İster" yazısında bu noktaları esprili bir üslupla ele alıyor.

Kim Milyoner Olmak İster'de Sosyal Medyaya Damga Vuran Olay! - İhlas Haber  Ajansı 6

Halen yüzden fazla ülkede yayınlanan, küresel çapta tüm zamanların en başarılı TV programı. Aslında bahsettiğimiz, eninde sonunda bir bilgi yarışması: Sandalyedeki yarışmacı gitgide zorlaşan sorular karşısında teste tabi tutulur. Aynı misal, biz 3 bantçılar da doğru yanıtları bulamadığımızdan kendimizi sandalyede otururken buluyoruz çok zaman. Neyi yanlış yapıyoruz acaba? Kim Milyoner Olmak İster’e (KMOİ) daha yakından bakınca bazı ipuçları belirdi kafamda.

Bilgilerinin yetmediği yerlerde yarışmacıların imdatlarına yetişecek üç “jokerleri” oluyor. 1) Yarı yarıya jokeri (50:50) 2) Seyirciye sorma jokeri 3) Telefon jokeri. Bilardoculara vereceğim püf noktası şu: KMOİ’yi hatırla ve tüm bu cankurtaranlardan UZAK DUR! Niye mi? Sıcak ve yağlı bir bardak buz gibi biranıza ne edecekse bu jokerler de oyununuza onu edecek ondan.

Bu yarı yarıya jokerini daha önce tartışmıştık. Masada yaşadığınız o kararsızlık anı vardır ya, işte bu joker tam da odur. Neticede bir “ara” atış vurmuş olacaksınız. Triple atacaksınız diyelim, çok rahat olmadığından 3 bantlık yörüngeden (uzun-kısa-uzun) hoşlanmazsınız (genelde çok uzun düşer), fakat atış 5 banttan (uzun-kısa-uzun-kısa-uzun) da pek rahat gözükmemektedir (bu sefer de kısa kalacaktır). 4 banttan da oynayabilirsiniz ancak o da çok hassas bir hattır, böyle atışları güvenle dolup taştığınız zamanlarda vurabilirsiniz ancak. Yoksa büsbütün farklı bir çözüm mü denemeli? Yok be! Hepsi de göze korkutucu ve zor geliyor. Sağ omzunuzdaki melek size olgunca davranıp kısa-uzun-kısa-uzun oynamanızı söyler (sanırım pozisyon kleps düz turnikeye de müsait –R.Ö.). Lakin solunuzdaki şeytan klasik fısıldamasıyla galip gelir: “Ne malum, belki hatalısın, sandığından biraz kısa veya uzun kalacak. En azından böyle daha yakın kaçacak hem aptalca da gözükmeyecek.” Ladees! Sayı gitti! Kaçacağını bile bile yanlış oynadın ve işte takıldın engele koşucu!  

Seyirciye sorma jokerinize giderken etrafınıza “Haydi bir destek!” diye bakınmaya başlarsınız. Salondaki zevat da kâinatın bugün size kurduğu komplonun farkına varmış mıdır acaba? Size kalan pozisyonları onlar da GÖRÜYORLAR mıdır? Sevgili takım arkadaşım, lütfen rakibimin balıklarını tek tek saydığını söyle, lütfeeen! Ben şimdilik 6 saydım ve bunların üstüne aldığı 13 basit sayı da cabası! Tabelaya bakıyorsunuz: 19 sayı geridesiniz. Sonra kalkıyorsunuz, karşınızda demir leblebi bir sayı, uğraşıyorsunuz didiniyorsunuz ama sonuç, kıl payı bir kaçış. İşte şimdi tiyatro başlıyor: Masada uzun uzun kalmalar, seyirciye bakmalar. Alnınızın ortasında kalın harflerle şu cümle yazıyordur adeta: “Hadi söyleyin, bundan daha iyisi vurulabilir miydi?” Sonra “elektrikli sandalye” cezasına çarptırılmış mâhkum gibi oturursunuz koltuğunuza. Takım arkadaşlarınızdan fayda yok. Hakemden, seyirciden medet yok. Hayat hiç de adil değil.

Telefon jokeriyse tam da maçın ortasında geri düşmüşken çağırdığınız cankurtaranlardandır (!). Arkadaşınıza yarın anlatacağınız hikâyenin provasını yapıyorsunuzdur. “Kanka bu maçı kazanmam imkânsızdı. Hiçbir şekilde toplar benden yana değildi. Aldığım bi brikoller vardı, onlarda da 2. top Hanya’da 3. Konya’da! Güya savunma yapayım diyorum, rakibe avanta kalıyor. Geliyor, abanıyor topa, sayı yok, ama bi bakıyorsun, üç top da banda yapışmış. O maçı çevirse çevirse Caudron çevirirdi, fakat beni aştı abi!” Köfteci bebekler gibi ağlamıyor ve daha sportmen bir oyuncuysanız konuşmanın şu versiyonu da var: “O gün rakip bana fazla iyiydi! Güzel bir dokuz patlattı, ardından da yedi çekti. Ne yapayım? O kadar da kötü değildim ama kazanmayı kesinlikle hak etti.” Maç esnasında kafanda dolaşan bu telefon konuşmalarını hatırladın mı? Ve oyuncu koltuğunuzdan arkadaşınıza, antrenman partnerinize veya hayat arkadaşınıza söylemeyi oldum olası unuttuğunuz bir şey var. Ben size hatırlatayım:

Maç daha bitmedi!!!

Zorlu 3 bant kapışmalarından galip çıkmanız için hep şimdiki zamanda, anda olmanız gerekir. Hâlâ devam eden bir maçın analizlerine başladıysan geçmiştesin demektir (ve kazanacağın yer orası değildir). Son sahneye atlayıverip kendine neden kaybettiğini açıklamaya başladınsa gelecektesin demektir (ve kazanacağın yer orası da değildir). Her iki durumda da kaybetme ihtimaliniz üç katına çıkar. Maçın başlarında yaptığınız hatalardan dolayı kendinizi dövmeyin. Bunun için yer ve zaman olacak, merak etmeyin: Eve giderken arabada veyahut antrenman masasında, ama YARIN! Şu an için önünüzdeki sayıyı yapmaya çalışın ve ardından geleni: Bu sizin tek JOKERİNİZ, tek CANKURTARANINIZDIR! Tabelayı, takım arkadaşınızı, o şapur şupur patates kızartması yiyen “sinir bozucu” çocuğu, hatta rakibinizi bile unutun. Evet, olsa olsa ikinci derece öneme sahiptir rakip. Hayatınızı alakadar eden tek şey, işte şimdi, işte burada, masada çözüm bekleyen sayıdır. Ve yapabilirsiniz, o donanım sizde var. Kim durduracakmış sizi? Rakip koltuğunda oturuyor. Oyun sırası sende!

Bert van Manen

Çeviri: Rifat Özçöllü 

Yazının İngilizce orijinali için: https://carompedia.com/blog/2016-3-who-wants-to-be-a-millionaire/