26 Mayıs 2023 Cuma

BİLARDO EVRENİ ARTIK İKİ KUTUPLU: UMB-PBA ÇAĞI

Bilardoda UMB-PBA İkiliği
Görsel: saigonbilliards.com

2023 Dünya Kupası 2. Ayağı Vietnam başladı. 60’lık Blomdahl’ımız 26’sıyla bizi uçurmaktan yine geri durmadı!!! Kral, elini ıstakasından çekmediği müddetçe meydan okuma sürüyor demektir! Tayfun Taşdemir ve Tolgahan Kiraz son 16’da! Tolgahan’ın çıkışını sürdürmesi göğsümüzü kabartıyor! Final 28 Mayıs Pazar günü.

Aslında klavyenin başına, UMB’deki “artık ve şimdilik tek favorimiz” olan ve 2022’yi (bilardonun da ötesinde) Türkiye’de sporun zirvesinde tamamlayan Tayfun Taşdemir hakkında bir yazı yazmak için oturmuştum. “Artık ve şimdilik tek favorimiz” diyorum çünkü PBA’ya giden Semih Saygıner, Murat Naci Çoklu ve Lütfi Çenet bilardoda her zaman, herhangi bir kupanın doğal favorileri arasındadır. Umarım, UMB’de kalan oyuncularımız da yıllar içinde kazandıkları başarılarla “favori” statüsüne erişecektir. Hatırlayacaksınız Taşdemir’in Dünya Şampiyonluğu’nu burada uzun bir analizle kutlamıştık. Taşdemir, ardından bununla yetinmeyip Dünya Kupası Las Vegas Ayağı’nı ve Saygıner’le birlikte Milli Takımlar Dünya Şampiyonluğu’nu kazandı. Bu olağanüstü bir spor hadisesi ve ülkede bunun yeterince anlaşılmadığı ve yankı bulmadığı açık. Ancak bilardo evreninin Asya yakasında birkaç senedir esen rüzgâr büyük bir hamle yaptı. Ve 3 bant, eski BWA-UMB yarılmasından çok daha radikal bir değişim kasırgasıyla karşı karşıya. Evet, 120 günde dünya bilardosunu sallayan “Tayfun” kasırgasını anla(t)madan önce Asya kasırgasına ve PBA-UMB kutuplaşmasına bakalım:

Dünya bilardosunun en kıdemli ve faal 7 büyük isminden 3’ü Dünya Bilardo Birliği UMB’yi bırakıp G. Kore organizasyonu PBA’ya transfer olmuş durumda: Caudron, Sanchez ve Saygıner.

Adı ve atmosferiyle bariz bir şekilde NBA’i çağrıştıran PBA, elbette ilk önce Caudron olmak üzere, Filippos Kasidokostas, Adnan Yüksel, Jae-Ho Cho, Dong-Koong Kang gibi Dünya Kupası sahibi oyuncuları çoktan bünyesine katmıştı. Ayrıca Eddy Leppens, David Zapata, David Martinez, Dinh Nai Ngo, Nguyen Quoc Nguyen gibi değerli oyuncular da bu cazibeye boyun eğmişti. Türkiye’yi temsilen ise Yüksel’in yanı sıra Birol Uymaz, Savaş Bulut ve Can Çapak da bu şov atmosferinde boy gösteriyordu. Ancak PBA daha da büyümeye kararlıydı: Ve bu sezon başında Sanchez ve Saygıner gibi iki efsane ismin yanında, Murat Naci Çoklu, Sung-Won Choi, Lütfi Çenet, Choong-Bok Lee gibi 3 bant starlarını da arenaya çekmeyi başardı. Hatırlatayım, bu hafta, Çoklu ve Çenet PBA’dan önceki son UMB turnuvalarını oynadılar Vietnam’da. Neticede PBA’nın marka değeri gittikçe büyüyor.  

Gelelim UMB’ye: 7 kıdemli efsaneden 4’ü yani Blomdahl, Jaspers, Zanetti ve Merckx, Dünya Bilardo Birliği’nin kalan sağları arasında. Ülkemizden, yakın dönem performansları itibariyle, Berkay ve Ömer Karakurt, Tolgahan Kiraz, Turgay Orak, Gökhan Salman gibi yetenekler her zaman sürpriz yapmaya aday konumdalar. Ancak şu an, bırakın Türkiye’nin tek favori temsilcisi olmasını, Dünya Genel Klasmanı’nda 3. sırada bulunan Tayfun Taşdemir UMB’nin elinde tutabildiği en ağır toplarından biri konumunda. PBA’ya gidenlerin de UMB’de kalanların da önü açık olsun!   

UMB de Avrupa Bilardo Birliği CEB de ülkemiz federasyonu da yıllardır bu sporu son derece düzgün organizasyonlara kavuşturdular. Ancak bir spor dalının global bir cazibe kazanabilmesi için üç temel direk var: Parlak yıldızlar, seyirci ve endüstri. 3 bandın parlak yıldızları her zaman oldu. Ancak 3 bant, snookerdan daha karmaşık bir spor olmasa da hiçbir zaman snooker kadar izleyici çekemedi. Elbette Kozoom ve Five&Six bu konuda önemli bir fonksiyonu icra ediyorlar yıllarca. Ve elbette haklı sebepleri vardır ancak Antalya’da düzenlenen şampiyona öncesinde Kozoom, TL tarifesini kaldırdı. Hatta sitesinin Türkçe kısmını da kapattı. Şampiyona izleme bedeli 24,99 euro idi, yani o günün kuruyla bile 500 TL civarındaydı. Kozoom’un yıllık tarifesi ise 99,99 euro. Şu an Netflix’in aylık ücretinin 63,99 TL, Disney Plus’unkinin ise 64,99 olduğunu hatırlatalım. Örneğin ben, oktan farksız vuruş tekniklerine hayran olduğum Barış Cin ve Hacı Arap Yaman’ın şampiyonluğunu, Gülşen Degener ve Müjde Karakaşlı’nın heyecan dolu finalini canlı izleyemedim. Dünyanın en büyük seyirci potansiyeline sahip ülkelerinden birinde vaziyet bu.

Lakin belirtmeli ki bu yayın ayağı federasyonları aşan bir olgu. PBA bazı eksikleri gördü ve G. Kore Federasyonu’yla da işbirliği yaparak ama çok daha fazla ve güçlü bileşeni yanına alarak bir organizasyon yarattı. En temel farklardan biri şu: Dünyada bir geleneğin devamı olarak sadece Batı Avrupa’ya özgü olan ve seyirci potansiyeli çok zayıf olan karambol, 5 pin, kadre, tek bant gibi bazı sair branşlarla enerjisini dağıtmıyor. Sporun hiçbir branşına karşı değilim ancak kapitalist ve global mantık, her zaman basit, anlaşılır, odaklı ve seyir cazibesi yüksek olanı arar. İkincisi yine geleneksel ve tarihî gerçeklere dayanan “saray oyunu mentalitesi” PBA organizasyonunun ruhunda kat’a yok. İki yapı ortak bir maç yapmaya kalksa aralarında ihtilaf meselesi olabilecek birkaç kural (brikol puanı ve aso şekli) hariç, bilardo bildiğimiz bilardo. Fakat çuhalar feminen. Üstelik ortamın hormonal metabolizması (!) orta yaşlı Batı Avrupa atmosferinden epey farklı. Fotoğraf çekimleri hariç papyon yok. NBA’i çağrıştıran “libido”, ponpon kızlar, müzik sporun ritminin bir parçası haline gelmiş. Oyunculara bakarsanız en kerli ferli Caudron’undan en sempatik Nguyen’ine kadar herkes bu duruma adapte olmuş durumda, yüksek ortalamalar yine gırla! Ayrıca oyunun centilmen ruhu korunuyor yani “maçtan sonra rakibine gidip sarılanların oyunu”J tanımına hiçbir halel gelmemiş. Ama takımsal ve bireysel rekabet daha canlı. Yani heyecan ve coşkuyla birlikte bu rekabet, tribünlere de yayılıyor.

Muhtemelen, PBA’nın bizde en çok reyting yaptığı dönem sevgili Birol’un şampiyon olduğu ayaktır. Yarı finalde Caudron’la kapışması, finaldeki üstün performansı hâlâ hafızalarda. Hatırlıyor musunuz Birol, o finalin ardından birincilik kürsüsüne “uluslararası şampiyon” unvanıyla çıktı. Evet, bütün kıtalardan oyunculara sahip bu organizasyon. Ancak NBA’in izinden giden ve uluslararası olduğunu iddia eden bu yapının maç yayınlarında İngilizce spikeri bile yok. Arada sırada hatırlatıyorum, çok temel bir şeyi unutuyoruz: Michael Jordan’ı Murat Murathanoğlu olmasa Türkiye’de çok az kişi tanıyacaktı. Kaan Kural gibi bilgili ve coşkulu bir anlatıcı olmasa Kobe’nin Lakers forması o satışlara sittin sene ulaşamazdı Türkiye pazarında. Ve “Eurosport Türkiye” sayesinde bu ülkede insanlar, hiçbir şampiyonları olmamasına rağmen 3 banda kıyasla snooker branşını daha çok tanıyor.

Sevgili Emel Kökçelik Çoklu’nun çok kıymetli ve düzenli Türkçe haber akışına rağmen Kozoom canlı maç yayınlarına dil yatırımı yapamadı. Türkçe analiz, yorum veya magazin içeren sosyal medya videolarına da bütçe ayıramadı. Five&Six’in ise bazen Korece bazen de İngilizce yayınları var. Bazı maçlarda ise duyabileceğiniz en fazla top sesi… Oysa bütün popüler spor organizasyonlarının bütün dünyada her dilde düzenli yayını var. Üzerine basıyorum, Messi ve Ronaldo Türkçe konuşan spikerler olmasa çok dar bir çevre tarafından bilinirdi Türkiye’de! Ama PBA, bu sporu G. Kore ölçeğinden dışarı çıkarmaya kararlı görünüyor. Bu konuda da yatırım yapabilir.

Yani demek istediğim, bu spor kısa zamanda G. Kore’nin en popüler spor dallarından biri haline gelebildiyse dünyada da popülerlik kazanabilir pekâlâ. “Futbol sadece futbol değildir” ya hani. Evet, futbol olmayan kısımlarında kişisel hikâyeler var, drama var, ton var vurgu var, duygular var, empati, özdeşleşme var, korku, tutku, taraf olma, grup aidiyeti, siyaset, şarkılar, tezahüratlar, zaferler, hüsranlar, tribünlerin bir toplumun sosyolojik minyatürü olması gibi pek çok şey var… Ama Türkçe anlatılmazsa bunların hiçbiri yok, olsa bile çok güdük. PBA bir şeyin daha farkında, o da magazin. Evet, seviyeli magazin, sporu ilave duygularla tamamlayıp, hayatın içine sokuyor ve kitleselleştiriyor. Sporun içinde zaten var olan ve gerekli de olan eğlence fonksiyonunu öne çıkarıyor.

Bu zeminleri sağlayıp gitgide genişleten G. Kore’de bilardo; parlak yıldızları, seyircileri ve endüstrisiyle bir “ülke içinde ülke”. Görünen o ki bu ülkede oyuncular, hakemler, ponpon kızlar, antrenörler, yayıncılar, tribünler ve malzeme fabrikatörleri beraberce ekmek yiyerek spor yapıyor ve “çok eğleniyor”! Bu sporun beşiği Avrupa, yeni projeler ve yapılar geliştirmezse Asya kasırgasınca yutulmayı göze almak zorunda. Biz yine de şimdilik bir yana bırakalım bu Asya kasırgasını da dünya bilardosunu 120 gün boyunca sallayan “Tayfun” kasırgasının müziğinde kaybolalım.  

Rifat Özçöllü

Not: “120 GÜNDE DÜNYA BİLARDOSUNU SALLAYAN ‘TAYFUN’ KASIRGASI” başlıklı yazım için: https://hunkarbegenmedi.blogspot.com/2023/05/120-gunde-dunya-bilardosunu-sallayan.html

20 Nisan 2023 Perşembe

Berkay Karakurt’tan 1,200 Eşiğine Takılan Bütün Bilardoculara İri Lokma Bir Mesaj!

2023 Avrupa Şampiyonası:
1. Marco Zanetti 2. Berkay Karakurt 3. Torbjörn Blomdahl-Daniel Sánchez  

Berkay Karakurt sadece Avrupa kürsüsüne çıkmadı, Türkiye’deki ve dünyadaki bütün bilardoculara bir mesaj gönderdi. Hayırdır, ne mesajı? Hadi, “her şey toz ve gaz bulutuydu” evresine gidelim. Evet, bilardoya başlarsın, duruş, tutuş, vuruşlar belli bir kıvama gelir. Amerikanda topları deliklere bir bir yuvarlıyorsundur. Karambolde 20-25’lik seriler mi? Ne olacak canım, hepsi çorap söküğü gibidir. E sonra üç bant… Oooo, salonun müdavim amcalarına, ablalarına kafa tutmaya başladın. Sana bilardoyu öğreten abinle, babanla çekişiyorsun. Bir bakmışsın 0,600’lerdesin. Haydi, turnuvalarda deneyeyim şansımı dedin. Öyle böyle derken, geçti mi birkaç sene? Peki, “Abi şu ortalama muhabbeti nedir be, bi anlatsana ya” dediğin anı hatırladın mı? Ne diyordu söylemesi kolay ama becermesi zor formül? “İşte, her elde 1 sayı çekebiliyorsan 1 ortalamayla oynuyorsun demektir.” İçinden o naifçe bilenip hırslanarak mırıldanışın kulağına geldi mi? “Yapılır bu ya! Yaparım ben bunu ya! Niçin olmasın? Tabelada virgülün soluna 1’i yazdıracağım bir gün, herkes görecek?”

Sonra usta olduğun günler erişir. Mahallende, şehrinde, bölgende sayılı oyunculardansındır. Bırak bir maçta 1,000 üzeri oynamayı, yıllık genel ortalaman 1,200’lere varmıştır. Ancak bu başarı günbegün dirençli bir eşiğe dönüşmeye başlar. Yıllar geçer, o eşik engebeli patika, hendek, duvar olur. Uğruna verdiğin onca yıl bu 1,200 (haydi biraz daha zorladın 1,300, belki 1,400) dağına takılmak için miydi? Hoop! Küçümsemeyin bu eşiği! Bu genel ortalama eşiğinden nice kürsülere zıplanmıştır. Hatta Türkiye Şampiyonası’nda yürüdüğün dal kıyaktır, çeyreği, yarıyı bile görürsün. Ama final, şampiyonluk, Milli Takım, Avrupa, Dünya kürsüleri? İşte oraya sıçramaya yetişmez o eşik. Bu oyunun 2000’ler sonrası çağındasın çünkü.

Dikkat, bir oyuncunun bütün sene boyunca katıldığı turnuvaların genel ortalamasından bahsediyorum. Dünyada bu istatistik kaleminde 1,500’ün üzerinde kaç kişi var? Siz bakmayın canlı yayındaki yorumcu hocamızın, biraz bol keseden, “bu oyuncuların genel ortalamaları 2,000’in üzerinde” dediğine. Bütün evrende yıllık ortalaması 2,000 üzeri ya 1 ya da 3 oyuncu ya var ya yok. Hatta aşağı yukarı aynı cümleyi “1,900 üzeri” için de kurabiliriz. Bert van Manen bu istatistikleri sürekli paylaşıyor, bakabilirsiniz. Ya, söz konusu ettiğim 1,200 eşiğinin üstü? Orası güçlü bir arzu, kararlılık, odaklanma ve gayret ister. Daha derin bilgi, sürekli revizyon, istikrar, disiplin, bolca seyahat, tutku, ego terbiyesi, bilgelik... Hayatını, eşinle, çoluğunla, çocuğunla ilişkini o uğurda dizayn etmeni ister. Sponsorların gözüne çarpıp profesyonelce diyaloglar kurmanı ister. Aman efendim, bilardo demişler ona, kıskançtır kendileri, çokça sevilmek ister…

Sevgili Berkay son birkaç senede arzuyla çabalayarak, bu oyuna sevgi vererek bu eşiği kırdı. Avrupa Şampiyonası’nda 1,605 turnuva genel ortalamasıyla 2. oldu. Peki, “Bilardo Âlicenapları” altta kalır mı, kalmaz elbet. Âşığına ikramlar sunacak mutlak. Öyle ya, bu eşiği geçenin ikramı ne ola ki? Onu aşana sormak lazım ama… İşte bu saydığım zor ama tatlı engellerin=lezzetlerin hepsinden bir miktar keyfetmek var. Evet, o “ister de ister” dediklerimi vermenin kendisi de bir keyiftir zaten. Yani yolun kendisi ödüldür. “Kısmet oldu,” demek yetmez. Berkay kısmeti için çalışıp hem yolu gördü hem de yolun sonundaki meyveyi. Bu lezzetleri on yıllardır duyumsayanların yanında yamacında kürsüye çıktı. Dilerim bu lezzetlerden daha çok tadar. Daha çok yol aşar. Ve eşiği atlamak için gayret edenlere daha çok ilham olur. Tebrikler.

Not: Hem sonuçlar hem de organizasyon anlamında başarıyla tamamlanan Avrupa Şampiyonası’yla ilgili bu üçüncü yazım oldu. Devamı gelecek. UMB-PBA ikiliği ve bilardonun geleceğiyle ilgili kafamı kurcalayan konular var. Bugüne kadar yazdığım veya çevirisini yaptığım bütün yazılar hunkarbegenmedi.blogspot.com sitesinde.
Bir rica: Yazılarım için, sözlü olarak dile getirdiğim her yorum için ciddi EMEK sarf ediyorum. Kaynak gösterilmeden kullanıldıklarına şahit oluyorum, lütfen telif hakları konusunda hassas davranalım.

Rifat Özçöllü 

 

 

12 Nisan 2023 Çarşamba

Burak Haşhaş Şampiyon! YİNE YİNE YANİ! 😎

Burak Haşhaş - 2023 Avrupa 25 Yaş Altı Gençler Şampiyonu 


* Burak Haşhaş Şampiyon! YİNE YİNE YANİ!😎

* Antalya, 8-16 Nisan tarihleri arasında bilardoda bütün disiplinlerde (all-in-one) Avrupa Şampiyonası'na ev sahipliği yapıyor. Bir nevi "Avrupa Bilardo Olimpiyatları" YANİ!😎

* 8 Nisan 2006 doğumlu Burak Haşhaş, yaş gününden 2 gün sonra Avrupa 25 Yaş Altı Gençler Şampiyonluğu'nu kazandı! Henüz 17 YANİ!😎 

* Eylül'de de 22 Yaş Altı Dünya Gençler Şampiyonluğu'nu kazandığını hatırlatalım. Eylül'de 16'ydı YANİ!😎

* Tebrikler Sevgili Burak! 👏👏👏 MASALAR YANIYOR YANİ!😎 

* Yarı finalde Avusturyalı Nikolaus Kogelbauer'e kaybedip bronz madalya kazanan sevgili Seymen Özbaş'a da canıgönülden bir tebrik!👏

https://www.facebook.com/CEB.billard/videos/179287884928398

Hacı Arap Yaman 2023 Avrupa Artistik Bilardo Şampiyonu!

Hacı Arap Yaman - 2023 Avrupa Artistik Bilardo Şampiyonu

* Antalya, 8-16 Nisan tarihleri arasında bilardoda bütün disiplinlerde (all-in-one) Avrupa Şampiyonası'na ev sahipliği yapıyor. Bir nevi "Avrupa Bilardo Olimpiyatları" da diyelim!😎 

* Hacı Arap Yaman bize 2008’de ilk Dünya Artistik Bilardo Şampiyonluğu’nu getiren sporcumuz.

* Dünya Şampiyonluğu prestijini 4 yıl sonra 2012’de Serdar Gümüş’le tekrar elde etmiştik. Ayrıca Gümüş bize 2007, 2015 ve 2017’de 3 kez Avrupa Şampiyonluğu gururunu da yaşatmıştı. Yani bu ülkece artistikteki 4. Avrupa Şampiyonluğumuz.🤗  

* 10 yıl sonra artistiğe dönen Hacı Arap Yaman’ın dün tamamlanan turnuvadaki genel ortalaması %76,34! 2008’deki %75,41’lik genel ortalamasının üzerine çıkmış durumda! Yani, 2002’de efsane Roberto Rojas’ın Dünya Şampiyonluğu’nu kazanırken kırdığı rekor olan %77,34’e ramak kala! (Avrupa Şampiyonluğu turnuva ortalaması rekoru ise 1987'de şampiyon olan Hollandalı Jean Bessems'e ait: %77,80.)

* Artistik bilardo turnuvaları, dünya 3 bant, pool ve snooker şampiyonları da dahil, bu evrende eline ıstaka almış bütün bilardocuların yaklaşık %95’inin ancak hayranlıkla seyredip iç geçirebileceği figürlerden oluşuyor! Denemesi serbest!🕺🕺🕺  

* Hacı Arap Yaman’ı ayakta alkışlıyor, coşkuyla kucaklıyoruz!👏❤️👏❤️👏

4 Şubat 2023 Cumartesi

Ey Bilardocu! Rakibinin Zaaflarını Bil! - Bert van Manen (8)



Rakibe değil kendinize odaklanın, derler. Elbette doğru ama bazı rakipler, sizi KENDİ ayarlarınızdan çıkarabilir. O yüzden ısınma süresinde masayı çözerken rakip analizi yapmayı da unutmayın.😊 Dünya Kupası öncesinde Bert van Manen'in bu keyifli yazısına kulak vermek hoşunuza gidecek.
Bu arada Bilardocu Kadın filminin afişinde gördüğünüz Famke Janssen'in canlandırdığı karakter, yazıdaki 3 tipe de girmez (Natürel, Profesör ve Takoz). O bir antikahraman, anne ve iyi bilardocu! 

***  

Bir bilardocunun bayıldığı şeylerden biri iyi skor üretmektir. Her 0,500’lük oyuncuya arada sırada o 0,750’lik maçlardan denk düşer. O oyunlar beyne kokain gibidir adeta. Bir akşamlık da olsa oyuncuya 0,750’lik oyuncu hissettirir kendisini. 

İyi oynamak kadar bağımlılık yaratan bir şey daha vardır, hatta ona daha çok tavızdır: maç kazanmak. “Kaybetmem çok mühim değil, sonuçta iyi oynadım.” Peh, bunu süt çocukları söyler ancak. “Kardeşim 123 ıstakada bitmiş beni ırgalamaz. Kazandım mı, sen ona bak!” Vay be, taş fırın erkeği konuşuyor! (Evet, yalan söylüyor ama kulağa da hoş gelmiyor değil hani.)

Kazanmak istiyorsan gücünü topla. Olabileceğinin en iyisi ol, ödüller peşinden gelecektir. Ancak aynı zamanda akıllı da ol. Korkma, rakibinin zaaflarını anlamaktan zarar gelmez. Bugünün tüyosu: Kimle oynadığını bil. Isınma süresi beş değil ON dakikadır. Senin beş dakikan + onun beş dakikası. Gözlerini dört açarsan o sırada bir şeyler kapabilirsin. 

Eninde sonunda karşılaşacağın birkaç rakip tipiyle seni tanıştırayım mı? 

Natürel 

Göz korkutucu bir rakip gibi görünüyor. Isınmaya başladı, izliyorsun, o da ne, hiçbir şey kaçmıyor elinden. Atışlarının yarısı temel sayılar. Her şey pürüzsüz, çabuk, akıcı. Pür sezgi, hesap mesap yok. Oooo, yedilik seri geldi! Koltuğundasın, daha bant atışı yapılmamış ama sen kendini saf dışı görmeye başladın bile. 

Ancak bir dakika! Karşındaki tüm sezondur seninle aynı ortalamada. Nasıl oluyor bu? Demek ki maç atmosferindeyken o rahat ısınma hallerinden eser yok. Bak, çözdün onu! Bilardoyu seviyor ama baskıya hiç gelemiyor.

Artık ne yapacağını biliyorsun. Maçı yokuşa sür ve onu rahatsız et. Seri düellosuna girişirseniz muhtemelen seni yiyecektir. O yüzden burada taktik devreye giriyor. Evet, müdafaadan bahsediyorum. İllet oluyor karotlara. Boz onun ritmini. Sezgilerine yaslanıyor o. Aksine, onu hesaplara, problem çözmelere zorlarsan, kaybolup gider oralarda. 

Evet, daha maçın başında rakibi olarak 3 bandın asap bozucu ve müşkülatlı bir oyun olduğunu ona hatırlatmalısın. Asfaltta kapışırsanız onunla baş edemezsin. Onu yokuşlu patikalara çekersen, unutma, kozlar senin elinde olacak. 

Profesör 

Bir Profesör mevzubahisse bunun en belirgin alameti, ısınma süresinde tek bir topla geçirdiği vaktin miktarıdır. Sağ dipten sol uzundaki üçüncü beneğe dikkatlice vurur, topun nereye düştüğünü iyice kontrol etmektedir Hoca. Ahanda sol dibe düştü!😊 Yetmez, bakmak istediği daha pek çok hat vardır.  

Aslında Profesör'ünki maça ısınmak değildir. Masa hakkında tüketici raporu hazırlamaktadır kendileri. O beş dakika boyunca aklının köşesine notlar alacaktır. Bilmem bu hatta ne kadar, bilmem şu pozisyonda ne kadar telafi payı gerekeceğini bilmek istemektedir.  

Profesörler bilardo evreninin en latif üyeleridir. Neredeyse her seferinde en zarif kaybedenlerdir onlar. Onlarla maç sonrası şu sayı öyleydi, diğeri böyleydi diye barda falan konuşmak büyük eğlencedir. Bilgileri çoktur. Çoğu öğretmendir zaten. 3 bandın ince ruhlu büyükelçileridir onlar. 

Ancak turnuva kazandıklarına hiç rastlanmaz. Hatta çoğu maçı kazandıkları da görülmez. Bilardonun şaşmaz bir bilim olduğunu sanırlar (halbuki değildir). Doğru atışı, doğru tempoyla aynen Ceulemans’ın kutsal kitabında tarif edildiği üzere vururlar ama kıl farkıyla kaçırırlar. Maç 39-37 iken veya belirli bir pozisyonda masa, seri oyuna müsait değilken taktik değişikliğine gitmek akıllarına gelmez. Çok zekidirler ama çok akıllı değil. 

Biraz aklıselimin varsa, doğaçlama yapabiliyorsan, ayakların yere basıyorsa on maçın sekizinde Profesör’ü dize getirirsin.

Takoz

Bu tip, ısınmalarda pek parlak görünmez, asıl tehlike de burada yatar zaten. Her zaman Takoz’u küçümsersin çünkü oyunu estetikten bayağı uzaktır. Beş atışını izleyip hemen yargını koyarsın: Ondan daha iyiyim. 

Doğru, öylesin. Ancak farkında olmadığın bir şey var: bu onun umurunda değil ki. İtibarınmış, statünmüş, Takoz bunlara hiç prim vermez. Sadece bu mu, sistemler, teknik disiplin, doğru atış tercihleri, bunlar da Hak getire. Tek hocası kendisidir ve umurunda olan tek bir şey vardır: tabela. O gün SANA harbiden berbat bir maç oynattı mı, senden daha iyi olduğunu düşünmesine yeter bu. Bunu söylemekten nefret ediyorum ama haklı.

Takoz her şeyi yanlış yapsa da sayısı olur. Istakası yukarı aşağı, sağa sola yalpalar; vücudu vuruş öncesi, sonrası hatta ESNASINDA oynar. Öyle sarsar ki uçaktan beterdir, kusasın gelir, “Hostes poşet lütfen!” diye feryat edersin. Hakem sayıyı saydı mı gerisi onu asla ırgalamaz. Onun silahı engin kazanma arzusudur.  

Birçok kez iyi oyuncuları yenmiştir, onların seviyesine çıkabildiğinden mi? Hayır, tersine, onları kendi seviyesine çektiği için. Ve unutma: Bay Natürel ve Profesör zaman zaman maç ortasında havluyu atıverirler, fakat müsabaka cetvelini imzalayana dek Takoz’dan kurtulamazsın. 

Bilardonun bu kötü çocuklarıyla nasıl baş edilir? Onlardan nefret etme! Nefret edersen ONLARIN ölümünü umarken zehri içen sen olursun. Bunun yerine yapacağın oyunu çok sevmektir. Yalnızca nefes al, anda kal ve sıranın sana geldiğini duyana kadar kulağın hakemde, bekle. Sıra sana geldi mi, keyif al, eğlen ve bilardoyu KENDİ BİLDİĞİN yordamla oyna. Koltuklarında beklerken Takozlar bile çaresizdir.

Bert van Manen
Çeviri: Rifat Özçöllü

2 Şubat 2023 Perşembe

Dick Jaspers'ın Önünde "Huşuyla"😊 Eğiliyorum!


H.J. Kim - Jaspers       
Hotel Inter Burgo Wonju 3 Bant Dünya Şampiyonası Büyük Final

5 gün sonra Ankara'da başlayacak 2023 Dünya Kupası'nın ilk etabı öncesindeki önemli provada Jaspers finalde Haeng-Jik Kim'i mağlup ederek şampiyon oldu. "Önünde HUŞUYLA😊eğiliyorum," diyorum. Neden mi? Turnuvada Sung-Won Choi'ye yenildiğinden mağluplar dalından ilerliyordu ve bugün sabah uyandığında finale çıkabilmek için onun önünde 4, ev sahibi Kim'in önündeyse 2 maç vardı. Ve aynı günde Merckx, Blomdahl, Heo ve Zanetti'yi yenmesi gerekiyordu. Hepsini yendi!!! Finalde ise Kim'e set dahi vermeyip şampiyon olarak 100.000 Euro'nun sahibi oldu. Bu hem arzusunun büyüklüğü hem de oyuna ve kendisine olan saygısıyla alakalı olsa gerek! Daha ne denebilir ki? Alkışlar Büyük Usta!!! 😊 

1 Şubat 2023 Çarşamba

Bilardoda Galip ve Mağlubun Önündeki İki Seçenek

               Blomdahl-Zanetti                
Hotel Inter Burgo Wonju 3 Bant Dünya Şampiyonası Yarı Finali

Güney Kore Hotel Inter Burgo Wonju 3 Bant Dünya Şampiyonası’ndaki format biraz karışık bulunsa da sonuçta üstatlar turnuva boyunca, sayı hedefine koşmayıp akıp giden saniyeleri yakalamaya çalıştı. Öncelikle Haeng-Jik Kim’e elense de bu bilmeceyi bir şekilde çözerek yarı finale kalmayı başaran Tayfun Taşdemir’i tebrik ederim. 2023’e fena bir başlangıç sayılmaz. Gelelim dramatik ve enfes Blomdahl-Zanetti yarı finaline. Son sette Zanetti 14-2’den 12 çekip Blomdahl’ı yakaladı, 13. sayıyı kaçırdı ama penaltılarda kazandı. Gerçekten nefes kesiciydi. Bulunmaz Hint kumaşıydı! Seyirciler maçı ayakta izledi! Maçın linki aşağıda zaten. Zanetti maçı kazandığında haklı bir zafer sevinciyle psikolojik bir harpten çıkmanın yükünü aynı anda taşırken Blomdahl yamacına yanaşıverdi. Daha babasıyla Amerikan oynadığı yıllardaki naif hırsını hiç kaybetmeyen ve bu maçta da son saniyeye kadar koşan Blomdahl’ın da iki seçeneği vardı önünde: ya hayal kırıklığına sığınacak ya da 60’ındaki akranına olgunlukla “kadim dostum bu kavgayı da bitirdik, sen bir yumruk daha fazla atmayı başardın, o zaman niye duruluyorsun öyle, hakkındır, keyfini sür!” diyecekti. O ikincisini yaptı elbette... 👏👏👏

20 Ocak 2023 Cuma

Bilardo evrenini starlardan ibaret mi sanıyorsunuz?

Tarık Cansoy ve kedisi Gece

Bilardo evreni sandığımızdan o kadar geniş ki. Asla turnuvalar ve turnuva oyuncularından ibaret değil. Bilardo salonlarında, iş yerlerinde, evlerde, depolarda, garajlarda ne masalar ne oyuncular ve o "küçük ülkelerde" ne cevherler var. Turnuvalar gökler âlemiyse oralar da "toprak tabiatlar". Toprak yoksa göğe nereden yükselinir ki? Manisa'dan Tarık Cansoy ismi gibi bir "bilardo canı". O Gencebay ezgili bilardo reels videolarına mutlaka rastlamışsınızdır. O 30-90 saniyelik müzik ve bilardo bileşimi videolarında şunu görüyorum: bir insanın, bir hayatın, bir ömrün tamamı veya bir parçasını ifadeye kavuşturan, sürekli oluşa patlayan, capcanlı özler, çekirdekler.
Kendisini Facebook'tan takip edebilirsiniz. Sizlerle iki sayısını paylaşıyorum: 

1) Bu sayıyı tarifli ricam üzerine "çekip" gönderdi. Sağ olsun. 😊



2) Çıkışta üç uzun yapan orijinal bir sayı daha: 💪😊 


 


14 Ocak 2023 Cumartesi

Artistik Bilardonun Janti Pikecisi: Özcan Can Arcan

Özcan Can Arcan Artistik Şov: 4. Bölüm 

Özcan Can Arcan bu artistik videoları Aydın Kuşadası'nda hazırlıyor. Bu 4'üncüsü. Her seferinde yeni numaraları var. Bu videodaki en janti numarası 3 "pikeci kuş"un yani "3 Özcan"ın masa başında "uçuştuğu" sahne! Görüşü zengin oyuncular vardır, bir bakışta en az 3 pozisyon görür masada. Belki ona atıf yapıyordur. Bilardoya ilgi çekecek her özenli çalışmayı alkışlıyoruz. İyi seyirler! 😎😊


2 Ocak 2023 Pazartesi

Bilardo Eğitim Videoları 7 - İki Bant Brikoller (3 Video, 34 Farklı Pozisyon, Eunho Pyo)

Eunho Pyo - İki Bant Brikoller

"İki bant brikol" deyince bizim aklımıza en başta "şemsiyeler" gelir. Halbuki Güney Kore'den Eunho Pyo Hoca İki Bant Brikoller diye özel bir kategori açıp bu başlık altında 34 farklı pozisyon örneklemiş. Salonlarda ve hatta bazı orta düzey oyuncularda gözlemlediğim kadarıyla bantlı çıkışlarda birçok oyuncumuz üstten vuracağı yerde alttan, alttan vuracağı yerde üstten vurabiliyor, falsosuz vuracağı yerde ise falso verebiliyor. İşte Eunho Pyo Hoca'nın hazırladığı falso grafikleri bu karışıklıkları ortadan kaldırabilir. Nitekim Murat Tüzül Hoca falsosuz sistemleri öğrenmeden evvel, topa milim dahi olsa falso uygulamadan vuruş yapabilmenin özel bir idman gerektirdiğine vurgu yapar. Ayrıca bu atışlarda o keskin hatları yakalayabilmek için videodaki tempo kuvvetlerini de çok iyi gözlemlemeli. 

İyi seyirler. 

1) İki Bant Brikoller 1-10. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=LuSTBvd9DzI&list=PL43b2md03gKcoWRlODN_Zj0ig9ssdnNLD&index=1

2) İki Bant Brikoller 11-22. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=vuY5naZxkWk&list=PL43b2md03gKcoWRlODN_Zj0ig9ssdnNLD&index=2

3) İki Bant Brikoller 23-34. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=WBBMSGMaw0M&list=PL43b2md03gKcoWRlODN_Zj0ig9ssdnNLD&index=3

Hazırlayanlar: Eunho Pyo (Güney Kore Bilardo Federasyonu) - Cheol Shin

10 Aralık 2022 Cumartesi

“Bilardo Kitabı”nın Hızına Ayak Uyduranlar ve Uyduramayanlar

Artistik Ustaları "Çaça" Murat Karabul ve "Tattooed Man" Taygun Yılmazberk 

Mısır’daki Dünya Kupası’nda parlayan Asyalılardan ilhamla “Bilardonun beşiği Avrupa iken ‘Asya Ekolü’ diye bir okuldan söz edebilir miyiz?”, “Klasik ve modern okul arasındaki farklar ne?”, “Adını ne koyarsak koyalım, yepyeni teknik tercihlerin yön verdiği bu yeni bilardo yordamından neler devşirebiliriz?” gibi soruların cevabını arayan bir yazı hazırlıyor(d)um. 

Ancak sıkça tekerrür etmeye başlayan bazı hakem hatalarının “artistik bilardo evreninin” hızına ayak uyduramamaktan kaynaklandığına dair bir not düşeceğim. Hem böylece çok büyük zahmetlerle hazırlanan ama asla yeterince fark edilmediğini düşündüğüm, harikulade büyüleyici artistik videolarıyla üç bant arasındaki kesişim kümesine dikkat çekebileceğim. 

1) Yarı finalin en kritik anında tecrübeli Mısırlı hakemin, Zanetti’nin olan sayısını kafasındaki sayı paternine takılarak vermemesi. 

2) Ve son Dünya Şampiyonası’nda da G. Koreli hakemin Tran’ın çözümünü anlamakta şaşılacak derecede güçlük çekmesi. 

Karikatürist İrfan Sayar'ın Gırgır dergisinde çizdiği bir karakteri vardı “Zihni Sinir” diye, pratik zekâlı bir mucidi tasvir ediyordu. Çok değerli İspanyol, Paco González Soto tam öyle kreatif biri ve sürekli yeni icatlar peşinde! Daha çok yeni, birkaç gün önce “tuşlatmalı veya sıkıştırmalı avantalar” serisini bütün dünyayla paylaşmıştı. Bugün, Üstat Zanetti muhtemelen kasten tuşlatmadı ama topu, kısa + beyaz + uzun + beyaz + uzun bant rotasını izleyip 3 banttan sayıya gitti. Fakat hakem, top beyazdan önce uzuna değmediği için, yani repertuarındaki kalıba uymadığı için gözünün önündekine değil zihnindeki “sayılar kitabı”na baktı ve orada bulamadığı için sayıyı veremedi. Halbuki “bilardo kitabı” günbegün güncelleniyordu… Tran’ın sayısındaki kararsızlık ise şunu gösteriyor: Bazı hakemler ne yazık ki 3 bantla tamamen kesişim halinde olan artistik repertuarını yeterince takip etmiyor. İtirazlara gelince: Bilardo emektarı Bury’nin itirazı ölçüsüz ve yersizken, Zanetti haklı söylenmeleri ve olgunca pes edişiyle gayet klastı! Sanchez ise oturduğu nokta itibariyle emin olamadığından çekimser kalmayı tercih etti. 

Örneğin, ülkemizden Taygun Yılmazberk’in son paylaştığı kolajı izleyince görüyoruz ki o video asla “artistik” peşinde değil sadece. Evet, kökü Saygıner'in 90'larda yayınladığı videolara kadar uzanan, hayal gücü engin ve özgün bu görsel ve akustik şölenlere bilardoya ilgi ve merak uyandırdıkları için çok şey borçluyuz. Ancak öte yandan üç bantla artistik disiplini arasındaki kesişim kümesini çok iyi fark etmiş akıl dolu bir video bu aynı zamanda. Belki yakın gelecekte 3 bandın “düz” repertuarına girecek veya tıpatıp aynısı olmasa bile içerdikleri teknik donelerle başka çözümlere ilham verecek çok kreatif çözümler öneriyor. Tıpkı turnuvalara katılan (Gümüş, Hacı Arap, Cin, Taç vd.) veya katılmayan (Saygıner, Çaça Murat Karabul, Özcan Can Arcan vd.) sporcularımızın dünyaya armağan ettiği birçok olağanüstü artistik figürün “sonra sonra” yetenekli üç bantçılar tarafından “3 bant kitabına” pratik olarak dahil edilip "olağanlaştırılması" gibi. 

Google’a, YouTube’a yukarıda geçen sanatçılara ilaveten Raymond Ceulemans, Raymond Steylaerts, Roberto Rojas, Miguel Torres, Florian Venom Kohler, Efren Reyes ve unuttuğum birçok ismi yazdığınızda, söz veriyorum, “Kozmos” belgeselini aratmayacak harikalarla karşılaşacaksınız. 

1) Daniel Sanchez ve Marco Zanetti'nin yarı final mücadelesi ve aslında su götürmez ama "tartışma yaratan" sayısı: https://www.youtube.com/watch?v=bCqKAmFcntc

2) Quyet Chien Tran'ın aslında su götürmez ama kararsızlığa neden olan sayısı: https://www.facebook.com/100043740588514/videos/519840099995586

3) Paco González Soto'nun sıkıştırmalı veya tuşlatmalı avantaları (ticky) örneklediği video: https://www.youtube.com/watch?v=bc54_6fYc_Y&t=43s

4) Taygun Yılmazberk'in "o" videosu: https://www.youtube.com/watch?v=DU2LzZOZM0k&t=258s  

5) Çaça Murat Karabul'un muhteşem artistik videosu: https://www.youtube.com/watch?v=-y-gjc_Fxgk&t=1469s

6) Özcan Can Arcan'ın YouTube kanalı: https://www.youtube.com/@ozcancanarcn


17 Kasım 2022 Perşembe

Bilardo Kozmosunun Kalbinde Yeni İmza: Tayfun Taşdemir

Dünya Şampiyonu Taşdemir'den imzayı kapan G. Koreli taraftar
finalde defterini kameralara gururla doğrultuyor!

1/7. Bölüm: Global Başarı, Global Kişilik

[O haykırınca biz de haykırdık, ağlayınca biz de ağladık. Ancak birkaç saat sonra yaşanan olayın acısı yüreğimize oturdu, hayatını yitiren canlara rahmet olsun.]

Resimdeki imzayı kapan G. Koreli taraftar, 74. 3 Bant Dünya Şampiyonası finali sırasında defterinin altın sayfasını işte böyle gururla doğrultuyordu kameralara. Aramızdaki kilometre farkı 8.000. Ancak 72 sene önce savaş cephesindeki o kader ortaklığı, komşuluktan da öteye taşımış iki ülke arasındaki ilişkiyi. Hatırlıyor musunuz, 2002 Futbol Dünya Kupası’nda bizle oynayan takımlar deplasmanda gibiydi. Ama bilardocularımıza olan hayranlıklarına gelince iş vefa duygusunu aşıyor: bilardodan iyi anlayan bir halkın hayranlığı bu. 

Sadece Asya mı? Kıymetli bilardo tarihçisi Bert van Manen “hayran olduğu üç bilardocu” listesine onu çoktan yazdı bile. Dün görüşmemizde şu minvalde bir tarif yaptı: “Üst seviye bilardocunun hiç rijit olmaması, esnek ve adaptasyonunun kuvvetli olması, masada doğaçlama yapabilmesi gerekiyor. Hafta sonu bu silahların hepsi Tayfun’un belindeydi.” Taşdemir’in Dünya Şampiyonluğu öyküsünü anlatan ve 7 bölümden oluşan bu yazı dizisinde asla kuru övgü değil amacım, türlü hisseler çıkarabilmek. İlk söz şu: Taşdemir, oyununu, hatta duruş tutuşunu bile sürekli gözden geçirip kendisini hep güncelleyen, saygılı ve nitelikli eleştirilere açık, alçak gönüllü bir kişilik. Belki en başta bu yüzden Avrupai hatta global bir figür... (Devamı 2. Bölümde...)

2/7. Bölüm: Dünya Şampiyonası Dünya Kupası Farkı: Balın tadını ancak tadan bilir 

Bu sene 74’üncüsü düzenlenen Dünya Şampiyonası, neredeyse 100 yıllık geçmişiyle tarihî bir spor olayı. İlki 1928’de yapılmış. Savaş, salgın, ekonomik buhranlar gibi istisnai durumlar hariç senede bir kez düzenleniyor. Dünya Kupası ise örneğin bu sene 6 etaptan (ayaktan) oluşuyor. 1986’dan beri düzenlenen kupanın etap sayısı bugüne kadar 3 ile 10 arasında değişti. Etap şampiyonu olanın kupasında örneğin, “Dünya Kupası / Hurghada, Mısır 2011” yazar (Adnan Yüksel). O seneki bütün etaplar neticesinde kazanılan toplam puanlara göre birinci gelenin kupasında ise, örneğin “Dünya Kupası 2011” yazar (Blomdahl). Dünya Kupası’nın sıralaması ayrı tutulur. Ayrıca bütün turnuvaların hesaba katıldığı Genel Dünya Sıralaması da vardır. Bu sıralamada Dünya Şampiyonası 120 puan kazandırırken Dünya Kupası etabının puanı 80’dir. Dünya Şampiyonası’nın para ödülü daha yüksektir. Devletler yasa gereği bu şampiyonayı kazanana ayrıca ödül verir. Bütün spor branşlarında itibarı en yüksek hadise Dünya Şampiyonası’dır. Semih Saygıner 2003’te bu şampiyonayı kazanan ilk Türk sporcudur. İkinci finalistimizse geçen sene Jaspers’a kıl payı kaybeden Murat Naci Çoklu’dur. “Balın tadını ancak tadan bilir” derler ya, Semih Saygıner bilardoya döndükten sonra 2016, 2018 ve 2019’da ikinci kez o zirveye çıkabilmek için büyük efor sarf etmiş ancak ne yazık ki 3’ünde de 3. olmuştur. 19 sene aradan sonra Türkiye’ye 2. Dünya Şampiyonluğu getirme şerefine Tayfun Taşdemir nail olmuştur… (Devamı 3. Bölümde…)

3/7. Bölüm: “Fotoğraf ve Bellek Oyunu Bilardo” 

Aynı zamanda bir bilardo entelektüeli olan Lütfi Çenet bilardoyu “fotoğraf ve bellek oyunu” diye tanımlıyor. Evet, “Aso hariç asla aynı atışı iki kez oynayamayacaksın!” ilkesi geçerli. Tamam, sayı olasılıkları milyonlarca. Ancak mesele falso, kalınlık, tempo, vuruş tekniği ve bu 4 enstrümanın kombinasyonlarından oluşan kalıpların sayısına geldiğinde sayı, efsane Zanetti’ye göre yüzün altına düşüyor. Dünya şampiyonu adayının, böylesine tarihî ve ulusal anlam yüklü bir turnuvada, doğru sayı kalıbı fotoğrafını doğru anda doğru bir şekilde hatırlayıp, masa başında doğru bir şekilde uygulaması gerekiyor. Bir de belleğin şu boyutu var: “Nihayetinde şampiyon olan üst üste 7 maç kazandı” denebilir. Ancak insan bilinçaltı öyle çalışmıyor. Oyuncu, rakibiyle önceden oynadığı bütün maçları o anda tekrar oynuyor zihninde. Bir de her bir kalıp sayının geçmişteki kritik kaçırılma anlarına dair belleğin tuttuğu negatif kayıtlar da mevcut. Taşdemir’in en “rahat” galip geldiği düşünülen Legazpi maçına dair bellek kayıtlarını hatırlatayım mı? Legazpi’nin en büyük Dünya Kupası başarısı gümüş madalyadır (2013). Finalde Blomdahl’a kaybettiği o turnuvada yarı finalde kimi yenmişti? Taşdemir’i. 2011’den beri 3 kez oynamışlardı ve bu maç öncesinde Taşdemir’in galibiyet sayısı 1’di. Ve 2021’de Legazpi, Kozoom Challenge Cup’ı almıştı. Ya Merckx’e karşı terzi hassasiyetindeki o müthiş yarı finali… Taşdemir, birkaç yıldır “Geliyorum” diyen bu zarif adamın bütün bu adımlarından habersiz miydi? Elbette hayır. Ya nasıl önlemler alacaktı? (Devamı 4. Bölümde…) 

4/7. Bölüm: Taşdemir Meşhur Seri Oyununda Revizyona mı Gitti? 

Bilardoya, görece geç bir yaşta, 18’inde üniversite öğrencisiyken başlayan Taşdemir 47 yaşında oyununu çok olgun bir düzeye taşımış durumda. Dileriz ki bundan sonraki 10-15 senesi, gözlerini Dünya Sıralamasında ilk 3’teki yerine dikmiş 30 civarı sporcuya karşı mücadeleyle geçecek. Türkiye’nin büyük bir bilardo ülkesi olmasının sebeplerinden biri büyük bilardocularımızın kendilerini hep yenilemesiyle de alakalı. Taşdemir seri oyunu mütehassısı ancak bu turnuvadaki serilerinin karakteri biraz farklıydı: klasik sayılar dizilerinin arasına “ekstra” sayılar serpiştiriyordu. Çünkü turnuva ağacında onun yoluna çıkan cevizler “ekstra” çetindi. Son 16 maçı, skor 13-13. Artistik bir klepsle başladığı 13’lük seri kompozisyonuna hemen 14’le karşılık veriverdi Forthomme. Nihayetinde Taşdemir, 28 sayı rekortmeni Forthomme’un presini savuşturmak için 34. sayısında masa boyu klepse gitmekten gözünü sakınmayacaktı. Çeyrekte ise karşısında, çok özel bir oyuncu olan Heo ile Sanchez’i deviren Nikos vardı. O maçta da yine bu sentezde ısrar etti, seri oyununa ilaveten cebinden ekstraları çıkarıp durdu. Önceki iki oyuncunun yaptığı gibi Nikos’la çekişme riskine hiç bulaşmadı. Zira, 18 sayıda Nikos’u paralize etme gücü ancak onun ıstakasındaydı o gün. Mecazen demiyorum, ıstakasıyla gitgide çok uyumlu bir portre çizmekteydi gerçekten. Klepsler, sırtlar, darbeliler hepsi ideal tempolarda akıyordu ve bir kere çıt sesi duyulmuyordu. Sahi, çıt bu kadar da önemli mi? (Devamı 5. Bölümde…) 

5/7. Bölüm: Jaspers’ı Yenmenin 2 Sırrı: 

1) 0 Çıt 6 Tuştan Evladır! 
2) Son Viraj Sendromuna Elveda!

Yenilmez değil. Ancak son yıllarda dünyada yenmesi en zor oyuncu unvanı Jaspers’ın. Nokta. Jaspers altıncı, Taşdemir’se ilk Dünya Şampiyonluğu için ter döküyordu, dolayısıyla kâğıt üzerinde favori Hollandalıydı. Üstelik yarı finalde Taşdemir, Jaspers karşısında 6 kere tuşlatırken birçok izleyici saçını başını yolmaya başlamıştı. Halbuki o 6 tuşa rağmen psikolojik üstünlük maç boyunca Taşdemir’deydi. Neden mi? Çünkü ıstaka hakimiyeti ondaydı. Daha ilk sayısında masa boyu kleps havuz atacak kadar kendisinden emindi. 50 sayıyı 20 ıstakada çekti, yani toplam 69 vuruş yaptı. Ama tuşlatmadan yaptığı 63 vuruşta efsane rakibine hep korku saldı ve Jaspers'ı 47'den öteye geçirmedi. Tayfun Usta nadiren de olsa yaptığı çıtlarla maçlarda psikolojik olarak dezavantajlı konuma düşebiliyordu. Ancak o 6 pozisyonda tuşlar kendisine dalaşsa da o ıstakasıyla hep barışıktı. Ve o güvenle bir diğer sendromundan, yani maçların son virajlarında tutukluk yapma sendromundan hiç muzdarip olmadı. Pek çok örnek hatırlıyorum ama en sonuncusu: Bu sene 1. etapta Ankara’da Sanchez’e karşı 43-11 öndeyken maç 47-41’e kadar gelmişti. Geçen hafta, 7 maçta da o sendromdan eser yoktu. Aynı ritimle son virajları almasını bildi. İşte büyük bilardocularımızın büyük olmalarının sırlarından biri: Sürekli eksik parça tespiti yapıyorlar ve “ilim Kore’de de olsa gidip alıp” yapbozu tamamlıyorlar. (Devamı 6. Bölümde…) 

6/7. Bölüm: Eski Hikâye “Eskimeden” Yeni Hikâye Yazılamaz

Evet, Legazpi, Sanchez’le birlikte Milli Takımlar Avrupa Şampiyonluğu’nu tatmış, bireyselde de Kozoom Challenge Cup’ı almış, Merckx’i (sondaki asil direnişi hariç) oyunun büyük bölümünde masadan silmişti. Ancak final maçı başladıktan hemen sonra görüldü ki Legazpi’nin Dünya Şampiyonası’nda finale kalma başarısının hazım süreci henüz devam ediyordu. Tecrübe böyle bir şeydir zaten, yarı finalde Merckx’i yenip finale kaldığını hem içinde hem dost meclislerinde aylarca ballandıra ballandıra anlatmaya ihtiyacın vardır daha. Sonra bu hikâyeler tat vermez olur, daha büyüklerini yazmaya koyulursun. Oysa bu maç öncesinde Legazpi’nin bir Dünya Kupası ikinciliği karşısında, Taşdemir 2 altın, 4 gümüş, 10 bronz madalyayla Dünya Kupalarında 16 kez kürsüye çıkmıştı. Yani bu tür lezzetlere aşinaydı, gözü “Kızıl Elma”daydı. Zaten Jaspers’ı yendikten hemen sonra odasına koşmuş, kapısını kilitlemiş, yapayalnız kalarak bütün olan biteni unutmaya başlamıştı. Unutmazsa bellek, nereye yazılacak yeni hikâye? Evet, hep yapayalnızdır bilardo oyuncusu. Takım sporu değildir oynadığı. Masada; otel odasında; gözleri kapalı, zihninde dolaşıp duran topları izlerken. Ancak o kadar da yalnız mıdır? “Ağaç kovuğundan çıkıp gökten zembille mi inmiştir?” (Devamı 7. ve Son Bölümde…) 

7/7. Bölüm: Bilardo Ülkesi Türkiye’nin 3 Bantta 2., Tüm Ferdî Branşlarda 5. Dünya Şampiyonu

Taşdemir aynı Nikos maçında olduğu gibi final maçında da Prensimiz Semih Saygıner’den sonra 2. Dünya Şampiyonu olma yolunda işi rizikoya sokmak istemedi. Düello falan istemiyordu. Rakibi daha 15. sayıya varamamışken 15 ıstakada 50 sayıyı buldu. Haykırışlar, gülücükler, kucaklamalar ve gözyaşlarıyla dolu dramatik bir şampiyonluk sahnesi yaşayıp yaşattı. Taşdemir’in hayatında majör değişiklikler olmuştu: son dönemde evlenip baba olmuş, Mart’ta Can Çapak’la Milli Takımlar Dünya Şampiyonluğu’nun ardından antrenman salonunu değiştirmişti. Bu geçiş sürecinde, son üç Dünya Kupası’nın ikisinde hiç tur atlayamamış, birinde son 16'da elenmişti. Ancak mayası sağlamdı. Ne de olsa Karatayların, Saygınerlerin, Yılmaz Özcanların, Tüzüllerin ikliminde büyümüştü, üstelik global bir görgüye sahipti. Kazanma arzusu, azmi, inancı ve can dostlarının desteği vardı. Ve ayakları yere basan bir kurumsal çatının altındaydı. Evet, ülkemizde diğer birçok spor branşı, devraldıkları “binanın” eksikleriyle hatta çürük temelleriyle boğuşuyor. Ancak hakkını teslim edelim, bizim federasyonumuz ve Ersan Ercan geldiklerinden beri 3 banttan pool’a, snooker’a yeni “binalar” inşa ediyor. Aynı, çatısının altındaki usta oyuncuları gibi sürekli eksik parça tespiti yapıp onları geliştirmeye çalışıyor. Velhasıl, Taşdemir Ustamızın Dünya Şampiyonluğu da “tesadüf” değil, on yıllardır dikilen bilardo binasına eklenen bir taşın ötesinde bir koca kattır. Tebrikler ki Tayfun Taşdemir, bilardo ülkesi Türkiye’nin, tüm ferdî branşlarda, Semih Saygıner (3 Bant, 2003), Hacı Arap Yaman (Artistik, 2008), Serdar Gümüş (Artistik, 2012) ve Burak Haşhaş’tan (3 Bant Gençler, 2022) sonra beşinci Dünya Şampiyonu olmuştur. Bizi bir kat daha büyütmüştür. 

Alkışlar Bilardo Kozmosunun Kalbindeki Yeni İmzaya!!!     

Rifat Özçöllü 


  


9 Kasım 2022 Çarşamba

Choong-Bok Lee ve Blomdahl'ın G. Kore'de Sabaha Kadar Süren Maçları

Veghel Dünya Kupası 1. Blomdahl 2. Choong-Bok Lee 3. Jaspers 4. Sánchez

Jaspers karşısında saç baş yoldursa da onu aynı turnuvada ikinci kez yenmeyi başaran ve Korelilerin en yaşlısı konumunda olan Choong Lee’nin psikolojik karakterini Blomdahl bir gün şöyle tanımlamıştı: “Kore’deki salonda beni sabaha kadar yeniyor ama aynı Lee’yi turnuvalarda ara ki bulabilesin.” Lee bu akşam hayatının ilk Dünya Kupası finalini oynuyor. Bakalım Blomdahl, Kore’deki salondaki mağlubiyetlerin acısını çıkarabilecek mi? Ayrıca gençlere not: Korelilerin can simidi tek bant brikollerin nasıl hayat kurtardığını gördünüz! Eunho Pyo’nun 59 pozisyonda örneklediği bu tek bant brikol eğitim serisini hatırlamak isterseniz linke buyurun:

https://hunkarbegenmedi.blogspot.com/2022/10/bilardo-egitim-videolar-6-tek-bant.html

Final Sonu Notu: Lee motivasyon dozunu, hayatının ilk finalini görmeye yetecek kadar yüklemiş görünüyordu. Blomdahl'ın performansıysa eski günlerdeki gibiydi. Lee'nin aksine çok iştahlıydı, 5 yıl aradan sonra Dünya Kupası'nı tekrar kaldıracak kadar açlık biriktirmişti.   

29 Ekim 2022 Cumartesi

30+ Senelik Blomdahl-Saygıner Dizisinin Son Epizodunda Neler Oldu?

Blomdahl - Saygıner, Veghel Dünya Kupası, Ekim 2022

Epizodik bellek belleğimizin birkaç şubesinden biri. Yani olayları, anıları hatırlayan bellek. Bilmiyor, hatırlıyor. Örneğin, belleğinden 50-30=20 bilgisini çağırmıyor. Ama ta 90’lardan, 2000’lerden kan ter içinde kaldığı, elinin kolunun bağlandığı uğursuz bir maç ânını hatırlayabiliyor. Hatta hatırlamakla kalmayıp o anları, içinde bulunduğu âna transfer edebiliyor. Bir nevi zaman makinesi gibi, zamanlar birbirine karışıyor. Blomdahl, Dünya Kupalarında en son 2017 Ekim’inde La Baule’de final oynayıp kazanmıştı. 2019 Kasım’ında da Danimarka’da Dünya Şampiyonluğu elde etmişti. Araya giren salgınla beraber keskin dişlerini unutturmuştu adeta. Ta ki 60. doğum gününü kutladığı haftada, 7 ıstakada 21’e varan Saygıner Usta’nın 3 el boş geçip ona hayat hakkı tanıyıp tanımamakta yaşadığı tereddüt ânına kadar. İşte o andan sonra Blomdahl, ilk önce Ustamızın sonra da Sanchez’in epizodik belleklerini uyandırmayı başardı. Oysa Saygıner, Choi ve Heo gibi Koreli devlere kök söktürmüş, Sanchez’se fabrikasını otomasyona geçirdi diye düşündürtmeye başlamıştı. Onunla ilgili 30 seneye dayanan bir dolu kötü anı, kâbus belleklerinin diplerinden su yüzüne çıkageldi ve Saygıner’i son 10 sayıda, Sanchez’i de maç boyu paralize etti. Veya başka deyişle, Usta’ya, “2021’de Mısır'da bana ettiklerini unutmadım,” dedi. Bir film gibidir onların maçları, 90’larda VHS’den izlediğimiz, bugün hayranlığımızı hâlâ yitirmediğimiz. O maharetli ellere şükran duyduğumuz…
☺️👏👏

16 Ekim 2022 Pazar

Asla aynı atışı iki kez oynayamayacaksın! - Bert van Manen (7)


Bert van Manen

Bert van Manen, yazının finalinde şöyle söylüyor: "3 bant HAYAT gibidir." Bu söz, Simon Kuper'in Futbol Asla Sadece Futbol Değildir adlı kült kitabını veya Serdar Akar'ın Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filmindeki merhum Savaş Dinçel'in meşhur "Hayat Futbola Fena Halde Benzer" repliğini çağrıştırıyor. Yazıyı okurken "bilardonun maviliklerine sürdüğünüz" hayatınızdaki galibiyetleriniz ve mağlubiyetlerinize tekrar uğrayacaksınız.

***

İnsanlar şu 3 bant bilardodan niye bu kadar büyülendiğimi bazen sorarlar bana. “Altı üstü bir oyun işte!” deyip eklerler: “40 senedir, bir bilardo masasında görülebilecek her pozisyonu hem de binlerce kez görmüşsündür. Sıkmıyor mu hiç?”

Hayır, sıkmıyor. İşin içinde olmayanlar için şu söyleyeceğime inanması zor olabilir ama hakikat şöyle: Ben hayatımda hiçbir pozisyonu asla iki kez görmedim! Müsaadenizle bu meseleyi ele alayım ve herhangi bir bilardo sayısının “tekerrür etme” olasılığına dair birkaç noktaya değineyim. Cevap %0’a çok yakındır.

• Bir üç top pozisyonu, bir masada 10 üzerinden 6 zorluk derecesindeyken başka bir masada 8 ya da 4 zorluk derecesinde olabilir. Masa karakterleri arasındaki farklılıklar öylesine önemlidir ki iyi oyuncular atış tercihlerinde bu faktörü göz önünde bulundurmayı ihmal etmezler. Masanın yol verdiği sayılardan ekmek yiyip, yokuş yaptığı sayılardan kaçmak zirve oyuncuların alametlerindendir. Atışın gerçekleşme yüzdesi onun her zaman ilk kriteridir: Neticede, bir sayının nasıl oynanacağına dair bir “anayasa” kaleme alınmamıştır. Yani ne demekmiş: Başka masa demek başka pozisyon demek.

• Masada herhangi bir şekilde yerlerini almış 3 top düşünün, bu yerleşimin naturasını bozmak için bırakın bir santimi bir milimetre hatta çeyrek milim bile yeterlidir. Hele iki top birbirine çok yakınsa. Kuvvetle muhtemel, o çeyrek milim, oynamanız gereken çözümü çok kez değiştirmiştir. O atış artık başka bir atıştır, “rahatça yapılabilir” bir sayıdan “deli işine” dönmüş olabilir veya tam tersi.

• “Bir profesyonel bilardo masasında üç top kaç şekilde dizilir?” sorusunun cevabı rahatlıkla milyarları bulabilir. Bu sayı, mantık sınırları dahilindeki artırmalı briç (auction bridge) veya satranç müsabakalarıyla kıyaslandığında olasılıksal anlamda daha düşüktür ama gene onlarla aynı astronomik evrendedir. Yine de şöyle bir fark vardır aralarında: Teorik olarak olası olan çoğu satranç veya briç deklare sekansı, pratikte herhangi bir anlam taşımaz. Hiçbir işlevleri yoktur ve asla gerçekleşmezler. Ancak bilardo topları hiçbir mantık tanımazlar, hayal edilebilecek bütün pozisyonlar olanca gariplikleri ve müşküllükleriyle masada GERÇEKLEŞİRLER.

• Bir de atışların bağlamları vardır. Diyelim ki sayı orta zorlukta, siz açılış ıstakanızdasınız ve 7. sayıyı vuruyorsunuz, burada hissiyatınızın yüksek olma şansı çoktur. Atışın kontrolü sizdedir ve güvenle vuracaksınızdır. Ya 40 çekilen maçta 35-18 öndeyken 17 farkı tükettiyseniz ve skor şimdi 38-37 ise? Evet, pozisyon aynı olabilir ama masadaki, aynı oyuncu değildir artık.

• Söyleyin bakalım, kırmızının yeri nerde, sarı nerde? Beyazla oynadığınızı varsayıyorum. Ekseriyetle önünüzde savunmaya yönelik pozisyonlar var ve bunları oynamaya bayılıyorsunuz. Ancak aynı pozisyon yine geldi, fakat sarıyla kırmızının yerleri tam tersine dönmüş, yani atışın hiçbir savunma değeri kalmamış. O pozisyonu aynı şekilde vurmaya kalkarsanız o sayı artık ya battın ya çıktın sayısıdır. Evet, toplar milimi milimine aynı noktadadır ama oyuncunun üzerindeki baskı çok daha ağırlaşmıştır.

• İşte size 3 bant pozisyonları hakkındaki en dudak uçuklatıcı hakikat: Hepsi ama hepsi tek kere zuhur eder. Aso hariç hepsi tek seferlik hadiselerdir. Masaya her geldiğinizde hayatınızda hiç görmediğiniz bir suretle karşılaşırsınız. Problemi tanır, çözümü hemencecik bilirsiniz. Ancak bu, o pozisyonu önceden gördüğünüz anlamına gelmez. Hatırladığınız yalnızca benzerleridir.

Bu konuyu yaratıcı ve berrak bir ifadeye kavuşturan New York’tan arkadaşım Ira Lee* oldu: “Az önce aldığın sayının SONUCU OLARAK topların asodaki (başlangıç atışındaki) koordinatlarına döndüğüne ne sıklıkla şahit oluyorsun?” Yanıt elbette: asla! Öyleyse geri kalan bütün diğer pozisyonların daha önceden orada OLDUKLARINI size düşündüren ne? Hayır orada değillerdi.

Bunu göz önünde bulundurarak, işin içinde olmayanlara 3 bandın neden her zaman taze ve yeni olduğunu, neden iki maçın aynı olmadığını bir şekilde anlatabiliriz. Zaten nasıl aynı olabilirler ki, iki atış bile aynı olamazken? Masaya geldiğinizde karşılaşacağınız şey bir meydan okumadır. Bir problem ama aynı zamanda bir fırsat. Çözmek için bir şansınız, faydalanmak için tek bir şansınız var, çünkü o fırsat hiçbir zaman geri dönmeyecek. Sayıyı yaparsanız mutlusunuz. Eğer kaçırırsanız, ümit edilir ki, muhtemelen daha bilge birisiniz.

Evet, buradan nereye varacağımı tahmin ettiniz değil mi? 3 bant HAYAT gibidir.

Oyun bize acımasızca gelebilir, fakat aynı zamanda esirgeyicidir de. Alkışları toplayıp yüreklerimizi ısıtan o muhteşem sayımız var ya, işte o, kaybettiğimiz maçtan bize “baki kalan hoş sadadır”. Her zaman başka bir şans vardır; öbür sefere daha iyisini yapabiliriz. [Size gelecekten bir sahne tasviri:] Yıllar yıllar geçmiş, bin maç kazanmış, binini de kaybetmişiz ama nihayetinde yalnızca tek bir rakibimiz olmuş. O rakibin kim olduğunu biliyorsunuz…

[*Çevirmen notu: New York’ta yaşayan Ira Lee, 2004’te hayatını kaybeden dostu ve efsane bilardocu Sang Lee’nin hatırasına Sang Lee Uluslararası Açık Turnuvası’nı başlatan kişidir. New York’taki Carom Café’de düzenlenen turnuva 2012’den beri Verhoeven Open adıyla devam etmektedir.]

Bert van Manen

Çeviri: Rifat Özçöllü

Yazının İngilizce orijinali: https://www.kozoom.com/en/billiard-carom/news/you-ll-never-play-the-same-shot-twice.html

10 Ekim 2022 Pazartesi

Bilardo Eğitim Videoları 6 - Tek Bant Brikoller (5 Video, 59 Farklı Pozisyon, Eunho Pyo)

Fabrika ayarlarıyla oynadığı bilardoya üst sürüm yazılım geliştiren Blomdahl'ın tek bant veya iki bant brikolleri yüksek yüzdeyle oynaması onun alametifarikalarındandır. Merhum Sang Lee ve Caudron'un da bu kategoride enfes yaratıcı çözümlerine defalarca şahit olduk. Bütün bilardo efsanelerine hayranlık duyan G. Korelilerin de bu çözümleri pek benimsediklerini yıllardır gözlemliyoruz. (Bkz. Sung-Won Choi, Jae-Ho Cho, Jung-Han Heo...) Hatta o kadar ki, malum, PBA liginde sayıyı önce banttan alırsanız hanenize iki sayı yazılıyor. Dünya genelinde ortak istatistik tutmayı imkânsızlaştıran bu uygulama oyunun mayasına aykırı. Ancak, PBA bir yana, Dünya Bilardo Federasyonu'nun turnuvalarında bu pozisyonları masada göremiyor ve bu sayılarda yeterince idmanlı değilseniz 1 sayıdan da olursunuz. Bu kategoriden de gerekli alakayı esirgemeyen Eunho Pyo Usta, bize 5 videoda 59 farklı pozisyonu örnekliyor. Tabii ki falso ve kalınlık grafikleri yine mevcut. Kendisi tek bant brikolleri, eğitim metoduyla tutarlı olarak, 2. topun içinden ve arkasından olmak üzere 2 alt kategoriye ayırmış. Ben hepsini tek yazıda paylaşıyorum. Hemen masa başına koşmadan evvel bilardoculara düşen, ilk önce bu videoları defalarca izleyip "uzun süreli belleğe" hatta bilinçaltının derinliklerine indirmek olmalı. Sırada 2 bant brikoller olacak. 

A) Tek Bant Brikoller - 2. Topun İçinden

1) Tek Bant Brikoller (2. Topun İçinden) 1-15. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=kQYQ6BrcgLg&list=PL43b2md03gKfWmD8KC-Ed1w1QhcRhKeob&index=1  

2) Tek Bant Brikoller (2. Topun İçinden) 16-30. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=QffB5RcfkQQ&list=PL43b2md03gKfWmD8KC-Ed1w1QhcRhKeob&index=2

3) Tek Bant Brikoller (2. Topun İçinden) 31-39. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=HM6tBzw36vU&list=PL43b2md03gKfWmD8KC-Ed1w1QhcRhKeob&index=3

B) Tek Bant Brikoller - 2. Topun Arkasından 

1) Tek Bant Brikoller (2. Topun Arkasından) 1-10. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=_LoGsuNjmpk&list=PL43b2md03gKe0joeFBozfhNHkBmvPolB8&index=1  

2) Tek Bant Brikoller (2. Topun Arkasından) 11-20. Pozisyonlar: 

https://www.youtube.com/watch?v=-i_sYt5gFRQ&list=PL43b2md03gKe0joeFBozfhNHkBmvPolB8&index=2

Hazırlayanlar: Eunho Pyo (Güney Kore Bilardo Federasyonu) - Cheol Shin 

4 Ekim 2022 Salı

“İlk binde bile değildir ama dünya üzerinde herkesi yenebilir.” - Bert van Manen (6)

Frans van Kuijk
Fotoğraf: Kozoom

Belçika Ligi: Frans van Kuijk Peter Ceulemans’ı 13 ıstakada 40-21 yendi!

Harika oyuncu Frans van Kuijk’in arkaplanına dair bir fikir vermesi için başka bir yazımdan bir cümle paylaşayım sizinle: “İlk binde bile değildir ama dünya üzerinde herkesi yenebilir.”

Aşağıdaki tabloda göreceksiniz, uzun kariyeri boyunca 18 kez 3,000 ortalamanın üzerinde oynadı, hatta bunlardan birisi kaybettiği maçın ortalaması (!).

Başka kahramanlıklarından da bahsedeyim mi? Bir 27’si (dünya rekorundan bir tahta eksik!), bir de 25 çekip bitirdiği bir Hollanda Ligi maçı var. Onun vuruşu yaygın bir mutabakatla, dünyadaki en akıcı vuruşlardan biri olarak kabul ediliyor. Öyle ki bilardonun basit bir oyun olduğunu düşündürerek sizi yanıltabilecek oyunculardan biri.

Bert van Manen 

Çevirmen: Rifat Özçöllü 

***

[Bir cümle de çevirmenden gelsin: 25 çektiği videoyu buldum, aşağıda, göreceksiniz: Frans van Kuijk’in oyunu kolayca söylenivermiş hissini veren, fakat aslında söylenmesi, taklit edilmesi çok güç olan bir şiir gibi.] 

https://www.youtube.com/watch?v=S1BtUgPDg98]

Frans van Kuijk'in 3,000 ortalama üzeri maçları
 
Yazı, "Bert's Billiard Page" Facebook grubundan alınmıştır:

Belgian League: van Kuijk beats Ceulemans 40 - 21 in 13.

For more background information about the wonderful player that Frans van Kuijk is, I refer to my column "Not in the top-1000, but he can beat anybody".

In the graph you'll see that he was over 3.000 average 18 times already in his long career, one of those was a losing (!) average.

Other heroics by FvK: a run of 27 (1 shy of the world record), and a closing run of 25. His stroke is widely considered to be among the most fluent in the world. He's one of those players who can trick you into thinking the game is simple.

3 Ekim 2022 Pazartesi

3 Bant Ansiklopedisi (A'dan Z'ye Anlatımlı 151 Pozisyon, J.C. Roux, Türkçe Altyazılı)

İşte yıllardır beklenen ve ihtiyaç duyulan sistematik ve kapsamlı Türkçe bilardo eğitim videosu!


Jean-Christophe Roux, Fransa Şampiyonu

Kozoom prodüksiyonu olan bu videoda, Avrupa ikincisi ve pek çok kez Fransa şampiyonu olan Jean-Christophe Roux, başlangıç atışı asodan şampiyonların sayılarına 151 pozisyonu örnekliyor. Roux Usta’nın her birini yetkinlikle icra ettiği bu sayılara rehber olarak harika bir teknik anlatım eşlik ediyor. Sevgili “Hünkâr Beğenmedi”, 2 saati aşkın bu eğitim videosundaki İngilizce anlatımı baştan sona Türkçeye çevirmiş. Ayrıca anlatımda yer almayan teknik püf noktaları da parantez içinde ilave edip hepsini altyazı formatında videonun altına saniye saniye döşemiş. Farklı kamera açılarından takip ettiğimiz pozisyonların hepsi, falso-kalınlık grafikleriyle topların rotasını gösteren çizim animasyonlarını da içeriyor.

Temelden zirve seviyeye doğru ilerleyen video 8 bölümden oluşmakta:

1) Klasik Atışlar

2) Temel 3 Bant Atışları: Havuzlar - Kesmeler

3) Uzatmalı Maksimum Falsolu Atışlar

4) Ters Falsolu Atışlar: Efekareler - Viyanalar

5) Tek Bant, İki Bant ve Üç Bant Brikoller

6) Sistem Yaklaşımı

7) Zikzaklar

8) Şampiyonların Sayıları 😎 

Altyazı süreleri rahat bir okuma hızına göre ayarlı. Birkaç pozisyonda altyazılar topları kapatabiliyor. Ama pozisyonlar anlatımdan sonra da tekrarlanıyor zaten. Öte yandan YouTube’u bilgisayardan izleyenler altyazıyı fareyle tutup yukarı sürükleyebilir. Ayrıca bilgisayarda da telefonda da altyazılar tek dokunuşla [CC] söndürülüp hemen geri yakılabiliyor. Neticede bu bir eğitim videosu olduğundan başlangıç ve orta seviye oyuncularımızın bu pozisyonları, altyazılı/altyazısız, duraklatıp geri alarak, ağır çekimde normal çekimde defalarca izlemesinde fayda var.

“Hünkâr Beğenmedi” bu videonun kadın, genç veya büyük bütün oyuncularımıza sağlam bir teknik altyapı kazandırma, Türkçe terminolojiye birlik getirme, salonlardaki antrenörlerimize derinlikli, kapsamlı ve sistematik bir eğitim materyali sağlama anlamında çok faydalı olacağına inanıyor. Ve bu çeviri faaliyeti dolayısıyla: Sevgili Tuncay Akay’a, terimlerin salonlarımızdaki doğal karşılıklarını bazı geceler beraberce aradığı Özgür Feylesof’a, teknik-teorik bilgilerini cömertçe paylaşıp, hastanedeki refakatçi koltuğundan da olsa çevirinin ve ilave notların son okumasını yapan Mehmet Varlik’a, Roux Usta’ya, Kozoom’a, çalışkanlığından ilham aldığı Ersan Başkan’a ve yaşayan ve kaybettiğimiz bütün ustalara teşekkürü bir borç biliyor.

https://www.youtube.com/watch?v=R1FTc0RU_C8

Bilardonun Kimyası

Myeong Jong Cha                      Fotoğraf: Kozoom

Çocuklarımın ‘Babam kimyacıdır ama bilardoyu da iyi oynar,’ demesindense ‘Babam G. Kore’yi yurtdışında temsil eden bir milli bilardocudur,’ diyeceği günleri hayal ediyordum.” Bu sözler geçen ay Seul’de Haeng-Jik Kim, Semih Saygıner ve G. Marechal’i yenerek finale çıkan ama Sanchez’e kaybedip dünya ikincisi olan kimyager bilardocu Myeong-Jong Cha’ya ait. (Bu arada son 32’de Murat Naci’ye farklı yenilen Cha’nın, grubu 1,544 genel ortalamayla, 1,514 genel ortalamaya sahip Murat Naci’nin önünde kıl payı ikincilikle bitirdiğini hatırlatalım. Kader işte:) Aslında yüksek kimya mühendisi olan Cha, akademide ve bir ilaç şirketinde yıllarca araştırma departmanlarında görev yapmış. Her gün mesai çıkışı koşa koşa gittiği bilardoyu “iyi” bir düzeyde oynadığını düşünen bu bilim insanı, bir gün Dong-Koong Kang’la karşılaşmış ve onun kendisinden 10 gömlek daha iyi olduğunu fark etmiş. O günden sonra Kang ve Sung-Won Choi’nin yardımlarıyla oyunundaki gelişim hızlanmaya başlamış. Ancak hayatında bundan daha kritik bir gün gelip çatacakmış: İtibarlı kimyacının mesleği bırakıp, kendi tabiriyle, “bilardodan emekli olmak” istediğini eşine açacağı gün. Ancak hiç çekindiği gibi olmamış ve eşi kendisine bu konuda çok destek çıkmış... Neticede bu çabalar, destekler hiç de boşa gitmemiş görünüyor: 44 yaşındaki Cha, dünya kupasında finalde mücadele eden 7. Güney Koreli olmayı başardı. (ABD’li olduğundan Sang Lee’yi saymıyorum. Diğerleri: merhum Roul Kim, Choi, Ho Cho, Kang, Jik Kim, Heo.)

Peki, bu oyunun kimyayla ilgisi var mı? İnsanın yediğinden içtiğinden, uyku düzeninden, duygusal ve zihinsel durumundan beden kimyası doğrudan etkileniyor. Ancak nihayetinde bu oyun birincil olarak küresel cisimlerin fiziğiyle alakalı. Kuvvet fiziği, potansiyel-kinetik enerji, aerodinamik kuvvet (ağır çekimlere dikkatle bakın, bilardoda toplar sandığımızdan çok daha fazla havaya çıkıyor), çuhaya sürtünme kuvveti, çarp(ış)ma kuvveti, hareket, yön, hız, hava molekülleriyle temas, basınç, topun dönüş eksenleri, falso, yanal devir (uzatmalı maksimum falso), ileri devir (sırt), geri devir (kleps)… Bunlar hep fiziğin alanına girer. Gerçi salonlarda fizikten ziyade geometri muhabbeti duyarız, yani sistemler. Halbuki işin temeli küresel cisimlerin fiziğine yani toplara hakimiyettir. Elbette bir dikdörtgen cisim olan masanın geometrisini bilmemiz şart, “sistem karşıtlığı” da naiflik olur ancak Jaspers’ın, Erkan Ubay’ın kendisinden tavsiye istediği mesajına verdiği cevapta “Yüzde 90 kararla oynuyorum,” dediğini unutmayalım. Topların fiziğine kafa yorup, bu konuda Zanetti’yle düşünsel etütler yapan ve yine bir eczacı olan Mehmet Varlık’ın bu konuda anlatacağı çok şey var. Evet, bu fizikî ilkeler birçok oyuncumuzda, yıllar boyunca edindikleri tecrübelerle meleke haline gelmiş durumda. Ancak yeni başlayanların daha öğrenme safhalarında bu teknik bilgilerle donatılması onları küresel rekabette hızlandıracaktır. Dünyada, Amerikancıların bu konuda enfes eğitim videoları var. Birkaç gündür Kadınlar ve Gençler Dünya Şampiyonaları oynanıyor. Örneğin, kadınlarda 22 yaşındaki Ji-Eun Han’ın final oynaması hiç de tesadüf gibi görünmüyordu. Nereli olursa olsun, erkek, kadın veya genç, iyi oynayan bir bilardocuyu izlediğimizde onun arkaplanında fizik, geometri ve psikoloji bilimleri anlamında ciddi bir yatırım olduğundan emin olmalıyız.

Yeri gelmişken, oyunculuğunun yanı sıra G. Kore Federasyonu’nda çeşitli görevler de alan Cha bize en çok kimi hatırlatıyor? Tabii ki yine bir kimya ehli yani eczacı olan ve bilardomuza çok katkılar yapmakta olan Ersan Başkanımızı. Aslında fizik ağırlıklı bilimsel bir hadise olan bu spor, kimyacılardan yıllardır çok fayda görüyor ve bir o kadar daha göreceğe benzer.

17 Eylül 2022 Cumartesi

Bilardoda İlginç Bir Egzersiz Rutini: "DurKarSeyTek" - Bert van Manen (5)

Taşdemir - Caudron, Guri Dünya Kupası yarı final maçı, 2015

Yokuş çıkmanın iyi tarafı her virajdan sonra manzaranın giderek güzelleşmesidir. İyi 3 bant oyuncusu olmak da buna benzer. Tırmanışınıza başlayın, birazcık çabalayın, büyük resim hemen belirmeye başlayacak. İşte kendinizi eğitip oyununuzu geliştirmek için ihtiyacınız olanlar: Bir kâğıt parçası, bir kalem, iyi fare kullanan bir parmak ve Kozoom veya Five&Six aboneliği. Zaten hepsi mevcut, değil mi?

Bu “tüyo”yu yıllar evvel Facebook’ta paylaştığımdan bazılarına ikinci baskı olacak. Baştan özür. Ama bu egzersiz daha geniş bir kitleye ulaşmayı hak ediyor doğrusu. “DurKarSeyTek” (duraklat – karar ver – seyret – tekrarla) adını verdiğim bu rutin şöyle işliyor:

1) Kozoom veya Five&Six arşivine gidip hiç seyretmediğiniz bir 3 bant maçı bulun. Bu arşivler binlerce saatlik video içeriyor ve herkesin favori oyuncusu da orada bulunuyor. Kendinizi Caudron, Blomdahl, Jaspers videolarıyla sınırlamayın, yeter ki ortalaması sizden iyice yüksek bir oyuncu olsun. Taşdemir, Horn, Jae Ho Cho: Size harika bir rol model olabilecek oyunculardan ilk aklıma gelenler.

2) Bir dik çizgi çekip kâğıdınızı ikiye bölün, sol sütuna “Yanıldım”, sağ sütuna da “Bildim” yazın.

3) Videoyu başlatın. Toplar durduğunda videoyu duraklatın. Pozisyona bakın (acele etmeyin) ve bu atışı SİZ nasıl atardınız, kararınızı verin. 

4) Sonra oynata basıp oyuncunun tercihini gördükten sonra puanınızı sol ya da sağ sütuna işleyin. Yalnız egzersizimiz biraz katı: Örneğin, sayı 3 ya da 4 banttan olabilir dediniz; bu, ancak topun dolaşacak başka yolu yoksa kabuldür. Çifte şanslı durumlarda, mesela 3-5 atışlarında bile, tek olasılık seçebilirsiniz. 

5) Duraklatın. Maçın sonuna kadar bu döngüyü tekrarlayın. 

Diyelim ki 22 ıstakada 40-31 bitmiş bir Dünya Kupası maçı seçtiniz. Bu, (asoyu saymazsak) 113 adet karar vereceğiniz anlamına gelir. Çentiklerinizin yarısı veya fazlası sol sütuna (Yanıldım) gittiyse atış tercihleriniz biraz daha çalışma istiyor demektir. Eğer 75 veya daha fazla (*2/3 veya fazlası) çentik, sağ sütundaysa (Bildim) atış tercihleri anlamında zaten bayağı iyi bir oyuncusunuz. Ancak gördünüz mü, bu halde bile inanmayacağınız kadar sayıda yanıldınız. Yine de öğretici bir deneyim oldu değil mi? Seçtiğiniz üst kalibre oyuncunun niye “sizin” sayınıza yanaşmadığını kendinize sormayı da ihmal etmeyin. Evet, muhtemelen çevrenizdeki akranlarınız o atışı çoğu zaman öyle oynuyordur. Ancak sayıyı çoğu zaman YAPABİLİYORLAR mı?  

Sağ sütunda 100’ün üstünde bir skorunuz mu var? Yalan. Hile yapmayın.  

Tabii Jung Han Heo, Jeremy Bury ve Eddy Leppens’in bizden daha akıllıca tercihler yaptığını varsayıyoruz. Öyleler de zaten. Bütün bu kalburüstü oyuncular “yüzdeli” atışlara tecrübeleriyle vâkıftır. Üstelik kaçınılmaz tuşlardan, tribüne oynamaktan ve hakkınca efor sarf etmeden atış yapmaktan uzak durma disiplinindedirler. 

Makul başarı şansı olan bir şey bulamadılar mı, o zaman başka maharetleri devreye girer: düşük başarı yüzdeli bir atışı kaliteli bir müdafaayla birleştirmenin yolunu aramak.

Farklı oyuncuların farklı atışlarda ekstra beceri sahibi olduklarını da unutmayın. Yani Blomdahl’ın yüzdeli atışı, Jaspers’ın yüzdeli atışı olmak zorunda değil. Şayet SİZ belli çözümlerde iyiyseniz o becerinizi her halükârda kullanın. Ancak o sayı gerçekten oradaysa… Nafile yere değil. 

Hepimizin bildiği gibi, daha iyi atış tercihi, daha yüksek ortalamaya götüren en kestirme yoldur. Duruşunuz ve vuruşunuz üzerinde çalışabilir (ki bunu yapmalısınız zaten), farklı şaftlar, uçlar deneyip sistemler üzerine kafa yorabilirsiniz. Ancak daha iyi kararlar kadar oyununuzu şaha kaldıracak hiçbir şey yoktur. DurKarSeyTek alışkanlığı bana çok şey kattı, yeni sayılar öğrenmek anlamında değil ama en çok, yıllarca boş yere tutunduğum kalıplardan uzaklaşmak anlamında. 

Kozoom’un Kasa Dairesi’nde biraz gezinip kıymetli parçalar buldum size (tabii hâlâ görmediyseniz):

Jaspers - Haeng Jik Kim, Porto, Nisan 2015

Dick’in 2015’te çıkardığı en iyi maçlardan biri. Evet, Haeng Jik çenesine birkaç yumruk almak zorunda kaldı, ancak üzülmeyin, gelecek yıllarda çok kişiyi tokatlayacağından şüphem yok. 

Leppens - Caudron, Hooglede, Mayıs 2015 

Dördü Olimpik standartlarda beş heyecanlı set. 

Merckx - Blomdahl, New York, Temmuz 2013

Bu parçanın fiyatı dudak uçuklatır! TB’den fantastik bir 11’lik seri. EM’den daha da iyi bir 8’lik cevap. Öyle parçalar ki bunlar, ağzınız açık kalır!

Blomdahl - Jae Ho Cho, Bordeaux, Aralık 2015 

Birbirlerinin kabiliyetlerine şapka çıkartan iki oyuncu. 

Her iki şekilde de sonuçlanabilirdi. Gerçekten. Söz konusu olan dünya şampiyonluğu ve ölüm kalım atışları vuruyorsunuz, hangi atışı seçerdiniz? Maçın finalinde bunlardan birkaç tane var. Evet, TB zirveye çıkıyor ancak aman Allah’ım, o Jae Ho Cho nasıl kreatif bir dâhidir? 

Dong Koong Kang - Sanchez, Guri, Eylül 2015

Muazzam bir vuruşa sahip, gergin Koreli, 2008’den beri büyük bir vaatti ama kararsız bir seyir izledi. Şimdi parçalar yerine oturuyor ve büyükleri devirmeye başladı.

Taşdemir - Caudron, Guri, Eylül 2015  

Ferrari ve Lamborghini karşı karşıya! Olabilecek en iyisi! Galip gelenin “mental kudretine” ilişkin sonuçlara varmadan evvel, penaltılarda tuşlara öpülmekten sadece 1 mm’yle kurtulduğunu hesaba katmayı unutmayın (*Manen, “Sensey”in 7-6 kazandığı penaltılardaki 4. sayısını kastediyor).

Umarım “DurKarSeyTek egzersizi” hoşunuza gitmiştir. “Bir içki koy, uzat ayakları ve otur maçın başına”dan daha iyi geliyor kulağa, değil mi?

Bert van Manen

Çeviri: Rifat Özçöllü

Yazının orijinali: https://www.kozoom.com/en/billiard-carom/news/the-padeware-practice-routine.html

12 Eylül 2022 Pazartesi

Türkiye'den ilk PBA Şampiyonu: Birol Uymaz

Frédéric Caudron vs. Birol Uymaz

4-3 biten maçın tamamı izlendiğinde, Birol'un şu birkaç PBA yılında oyununu ve fizik-mental dayanıklılığını bir hayli olgunlaştırdığı çok açık. Klas sayılarla 2-1 öne geçtikten sonra Caudron'dan tumturaklı bir cevap yiyip 3-2 geri düşse de son iki seti alıp galip gelmesini bildi. Total anlamda kendisine yoğun bir emek verdiği resimden okunuyor.

PBA resmi üzerine söylenecek çok şey var. Bir tanesi: 7 set üzerinden yarı final ve final, bir oyuncunun maçta yaklaşık 60-100 sayı çekmesi anlamına geliyor. Sevgili Burak Haşhaşların nesli 🥰hatırlar mı bilmem ama biz her seti 15-14 biten, dolayısıyla 3-2 kazananın 73 çektiği maçları izliyorduk. 50'ye fazla diyenler bir de bu açıdan bakmalı. Önemli olan o saatlerin organizasyon tarafından nasıl doldurulduğuyla da alakalı. PBA, spor ve eğlenceyi hoş bir şekilde birleştirerek izleyiciyi onca süre koltuğunda tutmakta başarılı görünüyor. Bu spor+şovu, maç sayısıyla sonlandıran Birol'un, Caudron Usta'ya yürürken sevinçten içi içini yiyen ama biraz mahcubiyetinden, biraz maçın yorgunluğundan, "e daha bi de bunun finali var" gibilerinden kendisini dizginlemesini izlemek mutluluk vericiydi! 👏👏👏

Birol Uymaz'ın Caudron'u elediği yarı final maçının 7. seti:

https://www.youtube.com/watch?v=1yZCnu_cbwo

1 Eylül 2022 Perşembe

Bilardo Eğitim Videoları 5 - Düz Turnikeler, Tek Bantlar ve Düz Beş Bantlar (6 Video, 58 Pozisyon, Eunho Pyo)

    

Eunho Pyo Hoca'yla "3 Bant Ansiklopedisi" Ters-Çift Turnikeler, Efekareler, Tripleler ve Zikzaklardan sonra 5. başlıkla devam ediyor: Düz Turnikeler, Tek Bantlar ve Düz Beş Bantlar. Pyo, ters turnike mantığıyla atıldıklarından çift turnikelere Ters Turnikeler başlığı altında yer verip 5 bantlara bir giriş yapmıştı. Düz beş bantlar ise düz turnike mantığıyla, yani ikinci topun içinden atıldığından Düz Turnikeler başlığı altında yer buluyor ve böylece beş bantlar konusu da tamamlanıyor. Ayrıca, ortak mantığa sahip olduklarından tek bantlar da bu başlık altında örnekleniyor. 6 videoluk sistematik eğitim materyali. Hem antrenör hem öğrencilere. 58 pozisyon, falso ve kalınlık grafikleriyle. Keyfini çıkarın! 

1) Düz Turnikeler 1-12. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=r6xYErx7sZI&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=1

2) Düz Turnikeler 13-20. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=8AIlRnAbac8&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=2

3) Düz Turnikeler 21-28. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=pp5et-JZdBY&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=3

4) Düz Turnikeler 29-38. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=OuF_DUw5P-k

5) Düz Turnikeler 39-48. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=ekArHeOjI68&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=4

6) Düz Turnikeler 49.58. Pozisyonlar: https://www.youtube.com/watch?v=--Szm4xqnvs&list=PL43b2md03gKcsdtOWbfO7ZFadhrZwruls&index=5

Hazırlayanlar: Eunho Pyo (Güney Kore Bilardo Federasyonu) - Cheol Shin